Nedir?
Flynxs | Lynist weblog; ilham noktacıkları avlayan, yaratıcı sürecini desteklemek üzere bilgi parçacıkları biriktiren meraklı bir bünyenin rafine kişisel weblog'udur.
Mevcut olana farklı bir ışıkta bakmak da kimi zaman durumu kurtarıyor ama, edinilmiş daha fazla bilgi parçacığı, daha fazla bağlantı kurma şansını daima artırır.İçerik; bu süreci tetikleyen, tasarım ekseninde denk geldiğim enteresan şeyleri not düşmemle beslenir. Müzik, sinema, kitap, alıntılar, haberler, kimi zaman da an'lık farkındalıklarımdan bahsederken, bana rastlayabilirsin.
Oyuncak blog'dur; görünümü zaman zaman değişebilir; yeni teknikleri, uygulamaları blog üzerinde denediğimi görebilirsin.
Tüm bunlar olurken, beni takip etmekle yetinmeyip katılabilir, bana ilham vermek için fısıldayabilirsin (: Ziyaretin için teşekkür ederim.
Lyn












MASA DA MASAYMIŞ HA
YanıtlaSilAdam yaşama sevinci içinde
Masaya anahtarlarını koydu
Bakır kaseye çiçekleri koydu
Sütünü yumurtasını koydu
Pencereden gelen ışığı koydu
Bisiklet sesini çıkrık sesini
Ekmeğin havanın yumuşaklığını koydu
Adam masaya
Aklında olup bitenleri koydu
Ne yapmak istiyordu hayatta
İşte onu koydu
Kimi seviyordu kimi sevmiyordu
Adam masaya onları da koydu
Üç kere üç dokuz ederdi
Adam koydu masaya dokuzu
Pencere yanındaydı gökyüzü yanında
Uzandı masaya sonsuzu koydu
Bir bira içmek istiyordu kaç gündür
Masaya biranın dökülüşünü koydu
Uykusunu koydu uyanıklığını koydu
Tokluğunu açlığını koydu.
Masa da masaymış ha
Bana mısın demedi bu kadar yüke
Bir iki sallandı durdu
Adam ha babam koyuyordu.
Edip CANSEVER
Saygılarımla...
teşekkür ederim paylaşımız için...
YanıtlaSilhımm...harika bir şiir...böyle ilham verici fısıltıları ilerleyen zamanlarda da burada görmek hoşuma gidecektir...
saygılar...
Evinin seni içine sığdıramayacak kadar dar olduğunu fark edeceksin...
YanıtlaSilSokağa fırlayacaksın...
Sokaklar da dar gelecek...
Tıpkı vücudunun yüreğine dar geldiği gibi...
Ne denizin mavisi açacak içini, ne pırıl pırıl gökyüzü...
Kendini taşıyamayacak kadar çok büyüyecek, bir yandan da kaybolacak kadar küçüleceksin...
Birileri sana bir şeyler anlatacak durmadan...
"Önemli olan sağlık." "Yaşamak güzel." "Boş ver, her şey unutulur."
Sen hiçbirini duymayacaksın...
Gözyaşlarından etrafı göremez hale geleceksin...
Ondan ölmesini isteyecek kadar nefret edecek, az sonra kollarında ölmek isteyecek
Kadar çok seveceksin...
Hep ondan bahsetmek isteyeceksin...
"Ölüme çare bulundu" ya da "Yarın kıyamet kopacakmış" deseler başını kaldırıp ne
Dedin?" diye sormayacaksın...
Yalnız kalmak isteyeceksin...
Hem de kalabalıkların arasında kaybolmak...
İkisi de yetmeyecek...
Geçmişi düşüneceksin...
Neredeyse dakika dakika...
Ama kötüleri atlayarak...
Onunla geçtiğin yerlerden geçmek isteyeceksin...
Gittiğin yerlere gitmek...
Bu sana hiç iyi gelmeyecek...
Ama bile bile yapacaksın...
Biri sana içindeki acıyı söküp atabileceğini söylese, kaçacaksın...
Aslında kurtulmak istediğin halde, o acıyı yasamak için direneceksin...
Hayatinin geri kalanını onu düşünerek geçirmek isteyeceksin....
Aksini iddia edenlerden nefret edeceksin...
Herkesi ona benzetip...
Kimseyi onun yerine koyamayacaksın...
Hiçbir şey oyalamayacak seni...
İlaçlara sığınacaksın...
Birkaç saat kafanı bulandıran ama asla onu unutturmayan. Sadece bir müddet buzlu camin arkasından seyrettiren...
Bütün şarkılar sizin için yazılmış gibi gelecek...
Boğazın düğümlenecek, dinleyemeyeceksin...
Uyumak zor, uyanmak kolay olacak...
Sabahı iple çekeceksin...
Bazen de "Hiç güneş doğmasa" diyeceksin...
Ne geceler rahatlatacak seni ne gündüzler...
Ölmeyi isteyip, ölemeyeceksin...
Belki çivi çiviyi söker diye can havliyle önüne çıkana sarılmak isteyeceksin...
Nafile...
Düşüncesi bile tahammül edilmez gelecek...
Rüyalar göreceksin, gerçek olmasını istediğin...
Her sıçrayarak uyandığında onun adini söylediğini fark edeceksin...
Telefonun çalmasını bekleyeceksin...
Aramayacağını bile bile...
Her çaldığında yüreğin ağzına gelecek...
Ağlamaklı konuşacaksın arayanlarla...
Yüreğin burkulacak...
Canin yanacak...
Bir daha sevmemeye yemin edeceksin...
Hayata dair hiçbir şey yapmak gelmeyecek içinden...
Onun sesini bir kez daha duymak için yanıp tutuşacaksın...
Defalarca aradığı günlerin kıymetini bilmediğin için kendinden nefret edeceksin... Yasadığın şehri terk etmek isteyeceksin...
Onunla hiçbir aninin olmadığı bir yerlere gidip yerleşmek...
Ama bir umut...
Onunla bir gün bir yerde karşılaşma umudu...
Bu umut seni gitmekten alıkoyacak...
Gel gitler içinde yaşayacaksın...
Buna yasamak denirse...
Razı mısın bütün bunlara...?
Hazır mısın sonunda ölüp ölüp dirilmeye...?
O halde asık olabilirsin
CAN DÜNDAR
aşıksan ilham aramaya gerek var mıdır, zaten içinde o sonsuz yaratma gücünü hissetmez mizin?
BD.
Can Dündar yazı/şiirlerini severim, teşekkürler.
YanıtlaSilSonsuz yaratma gücüne sahip olmasam, sonsuz seçenek arasında birine yönelip gerçekleştirme adına ilham arayışına niçin giriyim ki ;)
Bir anlamda o sonsuzluk içinden birini varedebilmek için etkileyici/tetikleyici anlık bişiyler arıyorum denebilir.
Bu bazen bir kelime bazen de görsel olabiliyor, çok ekstra bişiye gerek yok yani ;)
Uzatmaya gerek yok hayatı, cümleleleri, kelimeleri. İçinden geleni yaz. Burası senin değil mi? koşmak için ne bekliyorsun? E hadiii!
YanıtlaSililgin ve motive edici sözlerin için teşekkür ederim destan ;)
YanıtlaSilBu yorum bir blog yöneticisi tarafından silindi.
YanıtlaSilGerçekten hoş bir blog olmuş. 3. yılına ulaşan ender blogculardansınız sanırım. Tebrikler...
YanıtlaSilrecephilmi, teşekkür ederim (: "kelimelerin soyağacı" da umarım öyle uzun ömürlü olur.
YanıtlaSilİnşallah inşallah :)
YanıtlaSilÇok da hakim olmadığım konuları irdeleseniz de arada ortak beğenilerde buluştuğumuz ve en alakasız olduğum konudaki iletinizi bile beğeniyle takip etsem de mesaj bırakmaya çekindiğim özel bir blog yazarısınız ve bu arada 2 aydır görünmemektesiniz camiada...
YanıtlaSilEmrah, çok teşekkür ederim (: Evet, ortak beğenilerde olduğu kadar, blog'una yansıtıp eleştirdiğin pek çok nokta da da buluştuğumuz söylenebilir. Bu durumdan ben de çok memnunum...
YanıtlaSilEvet, şu sıra, blog'uma pek zaman ayıramıyorum. O yüzden de bir süreliğine biraz böyle dondurmuş gibi olduk Flynxs'i. Ve bir süre daha böyle devam edecek gibi görünüyor.
Blog'un yan menüsüne not düşmüştüm, ama post olarak yazmamıştım. Bu fırsatla da belirtmiş olalım... İyiyim, buralardayım (: Merak edecek bi'şey yok...
Rahat zamanda, zevk alarak, severek oluşturdum blog'umu. En yakın zamanda yine öyle devam etmek istiyorum.