2007



Herkese sağlıklı, huzurlu ve çok daha mutlu geçirilecek yeni bir yıl diliyorum.
Şimdiden, bayramınız ve yeni yılınız kutlu olsun.

Just Like Heaven


Katie Melua'dan -Just Like Heaven- dinlemek; etrafınızdaki atmosferi dinlendirici bir müzikle doldurup, zihninizi ritimlerin akışına bırakarak an'lık bir huzur bulmanın yollarından biri olabilir.

Hafta sonu, Mark Ruffalo filmleri arasında hızlı geçişlerle gezinirken; Reese Witherspoon'un doktor rolünde olduğu ve bir sebeple aynı evde bulunmaları sonrasında gelişen olaylarla gerçek sevgiyi/aşkı yakalayabildikleri, romantik komedi -Just Like Heaven- filmindeki, aynı isimli müzik dikkatimi çekti.

Just Like Heaven filmi, geçen yıl sonbaharda -Cennet Gibi- ismiyle gösterime girmişti. Ben genelde sinemada izleme önceliğini ses, görüntü efektlerinin tadını çıkarabileceğim filmlere verdiğimden; böyle filmleri ise, sinemada değil de evde uygun başka bir zamanda izlemeyi tercih ediyorum. Zamanında çok üzerinde durmamıştım fakat, bu film için; romantik komedi tarzından bekleyeceklerinizi karşılayabilecek, zamanınızı boşa geçirmiş olmak duygusuyla sinemadan çıkmanıza yol açmayacak filmlerden biri, diyebilirim.


(Üstteki araç sayesinde, okumaya devam ederken müziği de dinleyebilirsiniz.)

Katie Melua -Just Like Heaven- yorumu sonrasında. -Call of the search- ve -Piece by piece-, isimli iki albümü olduğunu öğrendim. Albümlerdeki her bir müzik ayrı dikkat çekici.

Katie Melua müziğinde; Norah Jones benzeri bir tat yakalayabilirsiniz. Fakat Norah Jones vokalinin daha güçlü olduğu şüphe götürmez bir gerçek. Katie Melua ona kıyasla daha yumuşak ve etnik kalıyor. Bu ayırdedilir farkın sebebi; bana göre Katie'nin Gürcistan asıllı İngiliz oluşundan ya da bulunduğu diğer kültürlerin etkisini, etnik bir dokuyla jazz ve blues'la harmanlayıp müziğine, vokaline yansıtmasından kaynaklanıyor olabilir.


11.10.2006 tarihli bir haberde; -Denizin 303 metre altında konser- başlığıyla, Katie Melua ismi geçiyor;

...Tüm dünyada albümleri 5 milyondan fazla satan Batum doğumlu şarkıcının, Kuzey Denizi'nde Norveç kamu petrol şirketi Statoil'e ait Troll adlı dev petrol platformunun 303 metre derinlikteki beton ayaklarından birinde, 5 kişilik orkestrasıyla iki saat süreyle konser vererek, bu performansıyla Guinness Rekorlar Kitabı' na girdi.
Konser, Norveç devlet televizyonu tarafından da kaydedildi...

Gitar çalıyor, İrlanda müziklerini seviyor ve güzel coverları da var.
Amazon'dan, imdb'den ya da kendi website'ından daha detaylı bilgiye ulaşmak mümkün...

Weather-hava durumu

Hava durumunu nereden takip ediyorsunuz?

Önümüzdeki, bayram ve yeni yıl tatilinde; minik de olsa planlar yapmak için, birkaç günlük hava-yol durumuna bakmışsınızdır. Farklı kaynaklardan aldığınız verilerden hangisine güvenerek hareket ediyorsunuz? Sonuçta, son karar biraz da sizin ön sezilerinize, hislerinize mi kalıyor?

Meteor.gov.tr'ımız var; çabalarının farkındayım ve elbette takdir ediyorum. Ancak, yapmış olmak için yapmakla; vizyon sahibi olup, hizmet niteliğini çeşitlendirerek çözüm sunma kaygısında olmak arasında büyük farklar olsa gerek.

Günümüz şartlarında, AccuWeather gibi kapsamlı bir servis sunumuna ihtiyaç duyulduğunun farkına meteor.gov.tr acaba ne zaman varacak?!

Kıyaslamaya gidildiğinde; sunulan hizmet ve kalitesi arasındaki uçurumları gözle görmemek mümkün değil.
En basiti, blog'ta güncel hava tahmini verilerini sunacak bir aparat da olsun diye; farklı kodlar sunan sitelere baktım. Evet, meteor.gov.tr 'nin de böyle bir hizmeti var. Ama sundukları kod bağlantı görünümlerine şurdan bir bakmanızı rica ediyorum. Görünce bu tavrımı daha iyi anlayacaksınızdır. Görünüm, önemli değil, işlevi önemli diyorsanız söyleyecek lafım yok. Çin malı şeyler de piyasada talep görüyor ama ömürleri, sizin ömrünüzden aldıkları, düşünmeyi gerektiriyor, diyip bir örnekleme yapmış olayım.

Bunlar sitem ve hizmet kalitesinin artmasını isteme hakkını kendinde görme adına söylenmiş laflar olsun. Zaten hiçbir hizmetten faydalanan müşteri, daha iyisini hak ediyorum, diye düşünerek; yeni şeyler talep etmediği sürece, çıtayı yükseltmedikçe; hizmet veren de kendini geliştirme gayretine girme gereği görmeyebiliyor. Bunlar bilinçle, farkındalıkla, vizyonla ilgili konular...

Sonuç itibariyle; blog'ta kullanmak için diğerleri arasından AccuWeather'ın net Weather uygulamasını seçtim. Kenardaki menüde, altta inceleyebilrsiniz.

Zaten yine aynı kaynaktan, AccuWeather'dan istifade eden; Mozilla Firefox bünyesindeki, Forecast fox eklentisini kullanıyordum.

Forecast fox ile siz de web browser'ınızda, herhangi bir siteye girmeksizin anlık güncel hava durumu verilerini takip edebilirsiniz.

Hava durumu takip aparatı olarak; ayrıca şöyle ve şöyle seçenekler de mevcut.

Blog Edit

Blogger beta'dan çıkıp, The New Version of Blogger hâline geçmesiyle; hesaplar da update edildi. Google account'uyla Blogger girişlerine alışmaya başladık.

Böylece, Labels kullanımı ve Blogger'ın genel yeniliklerinden tam randımanla istifade edebilmek için "Template Update" yolu da gözükmüş oldu.
Temp update etmeden de kullanmaya devam edilemez miydi? Edilebilirdi tabii.
Hatta olmazsa, eski template'e geri dönüş yolu da herzaman açık.

Özellikle, başlangıç seviyesindeki kullanıcılar için; templerini belirli sınırlar çerçevesinde kişiselleştirmeye olanak tanıyan yenilikleri mevcut Blogger'ın. Hatta renk, font seçimlerinde kararsızlığa düşebilecekler için; "Template"->"Font and Colors" menüsü altında; "Shuffle Blog Colors" ile, seçilen renklerden rastgele renk kombinasyonlarıyla arayüz hazırlama özelliği bile mümkün.

Benim gibi template editlemeyi, code'larla oynayarak yapmaya alışan bünyeler için;
Blogger'ın, yeni "Edit HTML" sayfasını biraz daha ilgi isteyecek şekilde düzenlenmiş olduğu görülüyor.
Codelarla işim olmaz, yok ben "Page Elements" ile sayfaya modüller eklerim, böylesi daha pratik, diyebilirsiniz. Fakat, daha fazlasını isterim, ben meraklıyım, kurcalar öğrenirim diyorsanız; XML nedir, XML belgeleri HTML'e nasıl dönüştürülüyor ya da JSS ile veya Java ile nasıl görüntüleniyor, konularında; biraz bilgi seviyesini esnetmek ve pratik yapmak gerekiyor.
Konuyla ilgili; Zeynel Cebeci'nin; XML Görüntüleme yazısını, başlangıç için önerebilirim.

An itibariyle;
bakım, onarım çalışmaları yapılmaktadır!
Temp update edildiği için, blog görünümünde yine bir farklılık sözkonusu.
Blog için, içime sinen bir görünüme karar verinceye kadar; bir süre böyle değişiklikler olmaya devam edecek.

Oyuncak blogtur, doğal olarak her an farklı bir renk, dokuya bürünerek; bukalemun taklidi yapıldığına denk gelebilirsiniz :)

(Kendime not:
Kategorilendirme gerekiyor; Labels ve linkler düzenlenecek.)

Netvibes Türkiye


Netvibes
, kişiselleştirilebilir açılış sayfası; Türkçe içerikle yayına başladı.

İnternet'e bağlandığınızda, açılış sayfası olarak ne kullanıyorsunuz?
Nasıl bir açılış sayfası isterdiniz?

Takip ettiğiniz siteleri, blogları, haber gruplarını, hava durumunu, maillerinizi, aramalarınızı, RSS takiplerinizi, videolarınızı, fotoğraf düzenlemelerinizi, alacağınız anlık notları tümüyle tek bir sayfa üzerinden yapabileceğiniz bir açılış sayfanız olsa. Ve sadece kendi bilgisayarınızdan değil, kullandığınız herhangi bir bilgisayarlardan aynı sayfaya erişerek; ayarladığınız o açılış sayfanız üzerinden birçok işi aynı anda takip edebilseniz?!

Üstte anlattığım bu fonksiyonelliğe sahip, ajax harikası bir uygulama mevcut; Netvibes.
(Ajax kullanılarak yapıldığı için, sayfadaki modüllerin yerlerini de arzunuza göre değiştirebiliyorsunuz.)

Uzun bir süredir, açılış sayfam olarak; Netvibes, kullanmanın rahatlığını yaşıyorum.
Netvibes'ın
lokal servise geçerek;Türkiye'de, Türkçe içerikle yayına başlaması, bu yüzden benim için ayrıca sevindirici bir haber.

...Netvibes’ın resmi blogunda Netvibes Türkiye'nin duyurulmasıyla Netvibes resmi olarak Türkiye için yayınına başladı.
Artık Türkiye’den Netvibes’a girildiğinde Türkler için yerelleştirilmiş sayfayla kaşılaşacağız.
Netvibes’ın Dünyada 657‘nci site olduğunu düşünürsek; bunun Türkiye için çok önemli bir gelişme olduğunu söyleyebiliriz.
Netvibes şuan Türkçe yayın yapıyor. Fakat yeni bir çalışmayla Netvibes’ın tamamen Türklere özel bir yüzü olacak. Şöyle ki sadece dili Türkçe değil, ayrıca sitedeki beslemeler dizini ve diğer tüm içerik Türklere özgü olup, Türk sitelerden oluşacakmış...
Artık beğendiğiniz sitelerde yeni yazı var mı diyerek sitelere tek tek uğramak yerine, Netvibes’a girdiğiniz anda tüm siteleri karşınızda bulacaksınız.
Hiç bilmediğiniz fakat işinize yarayacak sitelere Netvibes’ın dizininden ulaşabileceksiniz. Yeni yazılan yazıları yine Netvibes üzerinden okuyabileceksiniz...
Netvibes ile alakalı ayrıntılı bilgiye; Netvibes blog üzerinden ya da Yakuter'in; Netvibes Türkiye Yayında!, Türkiye İçin Netvibes yazılarından ulaşabilirsiniz.

RSS besleme dizinine katkı ya da diğer desteklerle; Netvibes, Türkiye için daha kullanışlı bir seviyeye gelecektir.

Netvibes Türkiye yayına başlamasıyla; Eskobo alternatifi olacağı da söylenebilir.
Eskobo hazırda İngilizce ve Türkçe olarak kullanılabilen başlangıç sayfalarından biriydi.

Favoor, Goowy, Microsoft Live, Protopage, Zoozio, Pageflakes;diğer benzer işlevdeki çevrimiçi masaüstü yazılımlarından bazıları.

Tabii
arada, New Blogger Google hesaplarıyla Blogger kullanmaya imkân tanımışken; Google'ın Netvibes'a yakın çözümler sunan Google Ig uygulamasının da adını anmadan geçmemek lâzım.

Netvibes'dan sonra diğerlerine kıyasla, Favoor da arayüzüyle oldukça cezbedici gözüküyor.

Kişisel bilgisayarımda kullandığım Firefox browser ile; Rss desteği olan sayfalara abone olarak, canlı yerimlerime eklediğim site veya bloglarda yayınlanan konu/haberleri anında takip edebiliyorum. Firefox'umdaki imkânlara erişemeyeceğim yerlerde ise; Netvibes'ın kişiselleştirilen ayarlarıyla, aynı rahatlığa sahibim.

Firefox ve Netvibes öneriyorum.

Bitirirken, dip not:
Bu post Firefox kullanılarak girilmiştir.
Post'un girildiği an itibariyle, teknik bir sorun sonucu bilgisayarı restart etmem gerekti. Blogger panelinde yazdıklarımı henüz kaydetmemiş olduğumdan, yazıların havaya uçmuş olabileceğini düşündüm. Fakat yeniden Firefox'u açtığımda; restart öncesi açık olan tüm sekmelerim kendiliğinden açıldı ve burda yazdıklarım, post giriş panelinde beni bekliyordu!
Evet,
Firefox browser'ın sunduğu imkânlardan biri; bir aksaklık durumunda, girdiğiniz verileri koruyor. Kaldığınız yerden devam edebiliyorsunuz.
Kullanıcı dostu browser deneyimleri hikayeleri, bölüm 1 :)

Link Thumbnail


Daha önce, Snap Preview Anywhere'den bahsetmiş ve blog'ta uygulamıştım. Blog'taki link verilmiş alanlar üzerinde mouse'umuzla durduğumuzda; açılan minik pencerelerin sebebi; Snap :)

Daha link'e tıklamadan, açılan minik bir önizleme penceresiyle bize, link'teki sayfanın o anki hâlini görme imkânı sağlayan,
Snap benzeri, başka bir fonksiyonel uygulama ise; Link Thumbnail.

Link Thumbnail:
Live Preview Thumbnails On Your Links

Arc90 labs tarafından, biraz CSS biraz da Java Script kombinasyonuyla geliştirilmiş olan
Link Thumbnail'in, nasıl kullanıldığı demo sayfasından görülebilir.

Şu an Snap'le ikisi aynı anda çakışmasın diye blog'ta kullanmadım. Ama denedim oldukça pratik ve tüm browserlarla sorunsuz çalışıyor. Detaylı anlatımı
Link Thumbnail sayfasında mevcut, Code download ederek hemen kullanabilirsiniz.

New Blogger, Firefox 2.0.0.1 güncellemesi ve bir detay

Blogger beta'dan çıkmış ve artık yeni bir Blogger var :) Ne mutlu!?
The New Version of Blogger


Mozilla Firefox 2.0.0.1 ile Firefox 2'nin ilk güncellemesi yapmış oldu.
Güncelleme, sekiz güvenlik açığı ile 183 hatayı gidermiş.
Firefox 2 kullanıyorsanız, yazılım kendisini güncelleyip, durumu size bildirecektir.

Pratik bir detay;
Firefox penceresinde, sağ üstte yer alan; Google arama çubuğuna Mozilla. org, Mycroft adreslerinden edinilecek, başka arama motorlarını da kolayca ekleyerek;
İnternette nerede olursanız olun, aramalarınızı daha pratik hale getirmeniz mümkün.

Örneğin, "TDK Güncel Sözlük'te ara"mayı, eklemek için;
http://mycroft.mozdev.org/download.html
adresinde, ortadaki arama kutucuğuna; site adını (TDK) yazarak,
bulunan plugin'in adının üzerine tıklamak yeterli.
İmdb, eksi sozluk gibi siteleri de bu yolla Firefox bünyesindeki, kısa yoldan arama modülüne dahil edebilirsiniz.

Adobe Photoshop CS3 Beta


2007’nin ilk yarısında yayınlanması beklenen, Adobe Photoshop Creative Suite 3; birkaç gün önce yayınlanan ilk Beta’sıyla; CS3’le kullanıma sunacağı fonksiyonel gelişmelerini teste sundu.

Benim, bugün test etme şansım oldu. Beklenildiği gibi; arayüzdeki, toolbox, menülerdeki işlevsel düzenlemeler, kullanımı oldukça pratikleştirmiş.

Merak eden her kullanıcı için; CS3 Beta Trial, iki gün süreli kullanıma imkan veriyor. CS2 lisansınız varsa, zaman kaygınız da yok.

Photoshop CS3 Beta için, tanıtıcı uygulamalar mevcut. O sebeple, ben burda detaylı bahsetmeye kalkmadım. Aklınıza takılacak sorular, tutoriallerin yetersiz kaldığı durumlar olursa; o durumda sorularınızı bana da iletebilirsiniz.
Çevrimiçi, ücretsiz yararlanılabilecek bu uygulamalardan
bazılarının linkleri
» 1 2 3 4 5 6 7

Goodwill

Apple, Get a Mac (Mac Alın) kampanyasına ait; Gift Exchange (Hediye Değişimi), Sales Pitch (Satıcı Ağızı) ve Meant for Work (Çalışmaya Niyetli) reklam filmlerinden sonra;
Bay Mac ve Bay PC yaklaşan Noel hatırına,
birbirlerini kıyaslamayı bir kenara bıraktıkları; Goodwill (İyi Niyet) reklamıyla karşımızdalar. Ama görünen köy pek de kılavuz istemiyor :)

Browser-Blogger

An itibariyle;
blog'u Iexplorer'la görüntülüyorsanız; sağ menüdekiler sola kayıyormuş gibi gözüküyor!?
Firefox kullanıyorsanız da, sayfa ortaya hizalanmış gözükmesi gerekirken, sola yaslı duruyor!?
:(
Puff!
Oyuncak blog, dedim ama; soldan kim çekiştiriyorsa, bıraksın; böyle oynanmaz ki, codelardan kopuverecek yakında.
Hazırda çözümü olan varsa, söylesin lütfen. Sağ tarafa bir code mıknatısı da alabilirim, mümkünse :(


Blogger beta ile yeni temp çeşitleri varmış gibi gözüküyor ama sadece eskilerin biraz modifiye edilmiş hallerinden ibaretler.
Yenilik yapmak; öyle fontları, renkleri değiştirebilecek modüller eklemekle olmuyor malesef. Temp edit'te, divler kullanılmış ve bu durum, biraz html bilmekten fazlasını gerektiriyor...

Labels olayı ise belki bir derece blogger'a yol aldırmış ama Wordpress kullanıcı dostu arayüzüyle o yolları çoktan geçmişti. Hangi yenilik?!

Blogger ısrarla i-explorer ile görüntülemeyi önerse de; siz Firefox'tan vazgeçmeyiniz :)

edit: 'iste, olsun'a örnek :)

Edvard Munch


Edvard Munch (12 Aralık 1863 - 23 Ocak 1944)
Bugün Google arama sayfasını kullananlar; Norveçli ressam Edvard Munch'un Çığlık tablosunun, Google logosundaki yorumuyla karşılaştılar.

Google'ın özel günlerde, açılış sayfasında kullandığı logolarının tümünü "Holiday Logos" başlığından görmek mümkün.

Edward Munch'un 1893 yılında yaptığı Çığlık, orijinal ismiyle Skrik tablosu; korku ve acıyı en çarpıcı şekilde yansıtan resim kabul ediliyor. Resmin arka planında Ekeberg tepesinden Oslofjord'un görünümü yer alıyor ve Oslofjord göğü kan kırmızısı renginde...

Edward Munch da resimlerinde; hüznü, acıyı iyi yorumlayabilmiş Van Gogh benzeri, ayırdedilebilen bir tarz kullanır.

İçsel psikolojik süreçleri fırçaya yansıtabilmek; yaşanması olası gerçek trajedilerden uzak kalınmasını sağlayacak bir araçtır. Adolf Hitler de zamanında Viyana Güzel Sanatlar Fakültesi'ne girebilmiş olsaydı ve resim yapmaya devam etseydi; şimdi Dünya daha farklı bir yer olabilirdi!

Sanatla kendini dışavurabilen kişilerden, hiçbir topluma zarar gelmez.

"Bir millet sanattan ve sanatkârdan mahrumsa tam bir hayata malik olamaz. Sanatsız kalan bir milletin hayat damarlarından biri kopmuş olur", 1923, Mustafa Kemal Atatük.

Bacardi Mojito



Hımm... aslında hafta sonu öncesi girilebilecek kıvamda bir post gibi görünüyor bu ama ben bu güne de yakıştırdım :) sonuçta zaman izafi bir kavram...

Pazartesi sendromunuz yok ama zorlayıcı bir gün mü geçirdiniz? Yakalayıcı bir ritmin ya da rahatlatıcı bir lezzetin kollarına kendinizi bırakmak arasında seçim yapmak bile güç mü geliyor?
Etkileyici...
Bacardi mojito advert.
Songs name is "bacardi mojito song"

Bacardi Mojito müziği
ve arzu edenler için,
bacardi mojito hazırlanış süreci videosu; linkleri » 1 2

Slide

Slide; slide shows, image hosting, photo sharing.

Resimlerinizi yükleyerek, saklayacak, yayınlayacak free bir alan. Kullanımı son derece pratik.
Farklı görünümlerde ve efektlerle bezenmiş Slaytlar oluşturup; gerek
Slide bünyesinde, gerekse website ya da blogunuz altında yayınlamanıza imkan veren işlevsel, eğlenceli bir araç.

İzlediğim Güney Kore filmlerinden spoiler, alıntılarla bahsetmeyi planlıyorum. Bunun için ben müsait bir zaman bulana kadar; hem ilgili filmlerden şimdilik birkaç resim paylaşmış olayım, hem de Slide kullanarak örnek bir uygulama yapmış olalım...

Slide aracında, resimlerin altındaki; (-) işareti ile slayt geçiş hızı yavaşlatılıyor, (+) işareti ile hızlandırılıyor ya da duraklatılabiliyor. Mouse resimlerden birinin üzerine getirildiğinde resmin ismi (filmin adı) gözüküyor.


Kısa Film Festivali 3-Akbank

Akbank 3. Kısa Film Festivali; 9-19 Aralık 2006 tarihleri arasında.

"Belgesel Sinema Bölümü" Ertuğrul Karslıoğlu'na ayrılan festivalle ilgili; gösterimler ve etkinliklere dair detaylı bilgiler web sayfasında. Ayrıca afiş ve logo sizin de ilginizi çektiyse; orjinal boyutlarını aynı web sayfasından edinmek de mümkün.

Moon Phases

Moon Phases; Ay'ın evrelerini eş zamanlı olarak takip etmeye yarayan bir araç.
Free bir yazılım, temp'e eklenerek çalıştırılıyor.

Benim gibi, Ay ışığının yaratıcı süreç üzerindeki etkisinden istifade edebilenler ya da dolunay zamanlarını yakalama meraklıları için iyi bir araç :)
Sağdaki menü paneline ekledim. Kuzey yarım küreden görünüm takip etmeye, ayarlı.

Snap Preview Anywhere

Herhangi bir linke tıklamadan, orada ne olduğunu görmek ister misin?

Snap aslında bir arama motoru. Fakat arama sonuçlarını görüntüyle destekleme gibi de bir özelliği var. Bu özelliğin bir varyasyonu olarak; websitelerine adapte edilen uygulaması ise;
Snap Preview Anywhere.

Snap Preview Anywhere; mouse'umuzu herhangi bir link'li alan üzerinde tuttuğumuzda; link'teki sayfanın görünümünü, minik bir önizleme penceresi ile bize gösteren araçtır.
Blog, website temp'ine eklenen code ile çalışan araçla ilgili detay blog sayfasında mevcut.

not: Snap'i denemek için uyguladım. Blog'un karmaşık görünmesine sebep olduğunu düşünürsem ya da sıkılırsam, temp'ten çıkaracağım [blog sahibi, bu hakkı kendisinde saklı tutar :)]

2007 calendars - takvimin hazır mı?

2007 calendars;
print, cut, fold and glue… kıvamında; takvim hazırlamak için alternatif önerilerim var.


Yıl boyunca masan
ı süsleyecek, bir “oyuncak takvim” sahibi olmak fikri seni heyecanlandırdıysa ya da pratik farklı başka çözüm önerilerine de açığım, diyorsan; okumaya devam :)

Yaşamımızı, her an farklı düzeylerde destekleyen teknoloji; ajanda, takvim kullanım alışkanlıklarımızı da maalesef yeni neslin araçlarına dönüştürmeyi başarmış gibi gözüküyor.

Outlook, Mozilla Thunderbird, Ligtning ve benzeri programlar; planlayıcı olarak gün içersinde oldukça işlevsel ve pratikler.
Teknolojinin zamandan kazanmamıza imkân tanımasından tabii ki yararlanalım. Fakat bunun yanında, eski alışkanlıklarımız; masa üstü ta
kvimler ve ajandaları da unutmayalım.

Hiç olmazsa, masa üstü takvimlerimizi dekoratif amaçlı da olsa bulunduralım; ajandamıza, kendimize özel notlar düşmekten ve elimizin altında tutmaktan vazgeçmeyelim.


Nasıl ki; bir durumu yazarak ya da çizerek ifade etmek; rasyonelleştirip, daha geniş bir perspektiften bu duruma bakma imkânı sağlıyorsa; yıl, diye ifade
edilen süreci; dokunsal derecede somutlaştırıp, duygusal algılama eğilimimize hitap eden; masa üstü takvimler veya ajandalar da; bütünü değerlendirmemizde aynı ölçüde etkili araçlar.

Örneğin ben,
National Geographic’in; birbirinden güzel fotoğraflarla, 3 yıl boyunca, masamıza misafir olabilecek şekilde hazırlanmış takvimini kullanıyorum.
Masa üstündeki salt varlığı bile, ayrı bir derinlik sağlıyor.

Derinlikten kastım; ürününü kullanarak, sevilen bir markayla duygusal bağ yaratmanın verdiği, o belli belirsiz ego tatmini değil; takvim fotoğraflarının günlük tempo içersinde dikkatinizi çekmesiyle, zihinsel süreçlerinizde farklı bir atmosfere an’lık da olsa geçiş sağlayabilmesi.
Bu hissi; bilgisayarlarda kullanılan “masaüstü resmi”nin arada yarattığı dinlendirici, motive edici, eğlendirici etkisiyle benzer göstererek de açıklayabilirim.
Denemek istersen; National Geographic’in İ
nternet Özel sayfasında, Takvimli Masaüstü Resmi bölümünde; her ay için farklı fotoğraflarla hazırlanan takvimli masaüstü resimleri bulunuyor.

Bunun yanında, yıllardır kullanmaktan vazgeçmediğim Ece Ajandaları da, benzer bir dokunsal algı süreciyle işlev gören, günlük kullanımdaki yardımcılarımdan.


Şimdi ge
lelim eğlenceli oyuncak takvimimize.
Keyifli, masa üstü oyuncağımız; sadece biraz yaratıcılık, biraz da küp, prizma gibi düzgün çok yüzlüler kullanılarak yapılıyor.

Bir zamanlar Kepler, Leonardo da Vinci’nin; Güneş Sistemimizin, Dodecahedron benzeri geometrik şekillerden oluştuğunu idda ettiklerini anımsarsınız.
Şimdilerdeyse, Uzayın “bakıldığında aynı yıldızların birden fazla kopyasının görülmesi” ile meydana gelen, sonsuzluk yanılsamasına neden olan; 12 yüzlü aynalar dehlizi olduğu iddia ediliyor…

Dodecahedron; 12 pentagon şeklinden oluşuyor.
Bu, 12 tane be
şgen, demek. Yani; her ay için, bir takvim alanı oluşturmamıza imkan tanıyacak geometrik şeklimiz.

Hımm... Aslında, arada Futbol topunun da tam yuvarlak olmadığını; benzer bir düzgün çok yüzlü olduğunu söylersem; acaba, masa üstünde, tuttuğu takım renginde bir "futbol topu takvim" sahibi olmak isteyenlerin de ilgisi uyanabilir mi? :)




2007 için eğlenceli, hazır oyuncak takvimler:


- Deskcal : PS, PDF formatta takvim seçeneği var. Pdf, print edilmeye hazır. Ps formatı ise; renk görünüm değişikliği yapmak isteyecekler için.

- Dodecahedral Calendar : Dodecahedron [12 beşgen yüzlü] ve Rhombic Dodecahedron [12 paralel kenar yüzlü] görünümlü; 2 farklı şekilde takvim print edilebiliyor.
Türkçe dil desteği yanında farklı diller seçme imkanı, haftanın ilk gününü seçme imkanı var.
Yine iki farklı formatta. Pdf; drekt print et
mek isteyenler için. Ps; şablon üzerinde farklı yaratıcı tasarımlar şekillendirebilmek için…

-
12 Sided Calendar Cube : Benzer mantıkta hazırlanmış, takvim örnekleri barındırıyor.

- Artabus bünyesi
ndeki calendar 2007 ise; Yine benzer mantıkta, düzgün çok yüzlüler üzerinden şablon üzerinde oynayarak takviminizi son haline getirmeye imkan veriyor. Tasarımcıların eklediği fotoğraflarla hazırlanmışlarından seçebileceğiniz gibi, kendi resimlerinizi de siteye yükleyerek, takviminizde kullanabiliyorsunuz.

Üstteki linkler; düzgün çok yüzlü, masa üstü hazır takvim sahibi olma yollarından birkaç tanesiydi.

Alttaki linkler ise; yine, kendimize dekoratif ve eğlenceli hazır takvimler yaratabileceğimiz yollardan birkaçı.

-
Mamselle’s 2007 calendars : Masa üstü dekoratif takvim ihtiyacına, farklı bir alternatif daha…

- Canon calendars : Print ederek yatay ve dikey masa takvimleri, duvar takvimleri hazırlayabileceğiniz eğlenceli takvim seçeneklerine sahip.
Her ay için farklı görsellerle takviminizi zenginleştirerek hazırlama imkânı var.

-
Microsoft Office Online 2007 Calendars Templates : Onlarca çeşit takvim seçeneği arasında karar vermek pek kolay değil...

- Time and date Calendar Generator : Yıl ve bölge seçiminden sonra takviminiz hazır.

Sonrası ise; print edip, üşenmeden kesip, birleştirme becerimize kalıyor.

Ayrıca, düzgün çok yüzlü şekilleri,
takvim örneğimizde olduğu gibi kullanmak haricinde, farklı amaçlardaki yaratımlarda kullanmak isteyecekler için; Polyhedron Maps bünyesinde, hazır şablon şekiller de mevcut.

Takvim hazırlama deneyiminden sonra,
"küçük bir cep ajandası/organizer yapabilirim, aslında hiç de fena olmazdı", derseniz; kişisel organizer oluşturabilmek için oldukça pratik bir çözüm mevcut; Pocket Mode.

Kişisel organizer, cep ajandası:

- Pockey Mode; bir adet A4 kağıdından, 8 sayfalık size özel ajanda oluşturmanın eğlenceli yollarından birini sunuyor.
Onlarca farklı sayfa seçeneğiyle, kendinize; takvim, ajanda, rehber, fihrist, yapılacaklar listesi, alışveriş listesi yapabilir ya da herhangi bir yerde kolayca okuyabilmek için; okumanız gereken belgeleri 8 sayfalık cep boyuna indirebilir,
Pdf-Pocket Mode dönüştürücüsünü kullanarak; tasarımı sadece size özel olan mini kitaplar yaratabilirsiniz.

Eğlenceli bir, hayal gücünün sınırlarını zorlama fırsatı!

Bitirirken, dip not
: Şut çekmek, smaç vurmak gibi amaçlara hizmet için oyuncak takviminiz kullanılabilir. Tabii o da ayrı bir keyif olsa gerek… Yedekte, her ihtimale karşı birkaç tane print hazır kopya bulundurmanız önerilir :)

Güney Kore Filmleri

Güney Kore Sineması hakkında, sizin de biraz önyargılı bir bakış açınız mı var?
Rastgele birkaç film izlemişseniz ve o yönetmenlerin film tekniği ilginizi çekmemişse ya da oyuncuların performansları, ne de görüntüleri sizi cezbetmemişse; Güney Kore Sineması'na pek sıcak yaklaşamıyor olmanız doğal.

Alejandro Agresti'nin, The Lake House (Göl Evi)'ni seyredip de etkilenenlere ya da benim gibi filmde bazı şeyleri eksik bulanlara; bu filmin aslında bir Güney Kore filmi olan, Siworae remake'i olduğunu ve Hyun-seung Lee'nin Siworae(Il Mare)'i izlemelerini öneririm.

Hyun-seung Lee sonrası, Güney Kore sinamasına karşı artan ilgim; arkasından izlediğim diğer birkaç filmle azalmadı, aksine arttı.

Kısaca söyleyebilirim ki; Hollywood filmlerine kıyasla, Güney Kore Sineması'nı sahip oldukları ruh öne çıkarıyor.

Çekim açıları ve planların bazen adeta tek başına sanatsal fotoğraf niteliğinde olması, sekansların uyumu, kimi zaman da senaryonun döngüsü; o ruh'u oluşturmada ve izleyicinin kendini film içinde var etmesinde gerekli ölçütleri barındırıyor.

Kimi zaman oyunculuklar yeterli gözükmese bile, anlatım ve sahnelerin yarattığı dünya, o eksik kısmı kapatabiliyor.

İzlerken ünlü, tanınmış oyuncunun, filmin önüne geçmesi gibi bir durum da yok. Denge sağlanıyor ve uyumlu bir akış içinde filmleri rahatsızlık duymadan seyredebiliyorsunuz.

Gözüken tek bir dezavantaj var; dilleri.
Normal konuşmaların bile sanki tartışır gibi vurgulu olmasını başta yadırgaya bilirsiniz. Fakat, birkaç film sonra kullanılan lisana, fonetiğe aşina hissetmemek mümkün değil.

Güney Kore Sineması'nda gerek hayatın içinden, gerek anlatıla gelen söylencelerden hikaye edilerek kullanılan konular; yabancılık çekilecek bir kültür farkını barındırmıyor. Yadırgamadan, hikayede kendinizle bağdaştırabileceğiniz kısımlar bulabiliyorsunuz.

Hollywood'un içine girdiği konu sıkıntısına rağmen; Güney Kore Sineması'nda konu ve konuları sanki gişe kaygısı olmadan işleme rahatlıkları var.
Güney Kore Sineması'nda öne çıkan filmlerin, Hollywood tarafından yeniden yapılıyor olması da; Hollywood'un konu sıkıntısını aşmaya çalışmasının başka bir yolu olsa gerek.
Ne yazık ki, hazır filmleri alıp uyarlamalarına rağmen; orjinalindeki tadı yakalamak bir tarafa, ona yaklaşamıyorlar bile...


Sinemadaki başarıda, birincil faktörleden biri; yönetmenin becerisi, olduğu için. Kendimce keşfetmeye başladığım bu yeni alanda, Güney Kore Filmleri'ni öncelikle belirli yönetmenler ve oyuncular üzerinden takip ederek, izlemeye başladım.

Şimdilik izlediklerim;

» Hyun-seung Lee, Siworae (2000), (Il Mare) *
» Kaige Chen, Wu-ji (2005), (The Promise) (Mo Gik) *
» Jae-young Kwak, Keulraesik (2003), (The Classic) *
» Chan-wook Park, Oldboy (2003) *
[Daha sonra filmlerden teker teker bahsetmeyi düşünüyorum, şimdilik filmleri sadece isim olarak geçiyorum.]

Listemdeki diğer filmler;

» Hiroyuki Sanada filmleri...
» Takashi Mike filmleri...
» Ji-Woon Kim filmleri...

» Ki-Duk Kim filmlerinden;
- Bom yeoreum gaeul gyeoul geurigo bom (2003) (İlkbahar, Yaz, Sonbahar, Kış... ve İlkbahar)
- Bin-Jip (2004), (Boş Ev)
- Hwal (2005), (Yay)
- Shi Gan (2006), Time, (Zaman)

» Hyun-seung Lee filmlerinden;
- Geudaneanui blue (1992)
- Neonsokeuro noeuljida (1995)

» Jae-young Kwak filmlerinden;
- Yeopgijeogin geunyeo (2001) (My Sassy Girl)
- Piano chineun daetongryeong (2002)
- Ark (2004)
- Nae yeojachingureul sogae habnida (2004)

» Kaige Chen filmlerinden;
- Huang tu di (1984)
- Da yue bing (1986)
- Bian zou bian chang (1991)
- Ba wang bie ji (1993)
- Feng Yue (1996)
- Jing ke ci qin wang (1999)
- Killing Me Softly (2002)
- Ten Minutes Older: The Trumpet (2002)
- He ni zai yi qi (2002)

Tabii, imdb, "en yüksek puan alan 100 Güney Kore filmi" listesi de, izleyecek film seçmede bir kriter olabilir.
most popular titles for South Korea by total votes here are the 100 matching titles
(evet, Oldboy'un 1. olması için çok haklı sebepleri var...)

Loreena McKennitt/An Ancient Muse



Loreena McKennitt'ın, "Müzikal Seyahatname"sinin yeni bölümü;
An Ancient Muse (eski bir ilham kaynağı), isimli albümü;
21Kasım 2006 itibariyle piyasada...

"The Lady Of Shalott" yorumuna hayran olup, McKennitt'ın dinlediklerim arasına girmesi; 1993, "The Visit" albümüne denk geliyor.
1994 albümü, "The Mask and Mirror"daki; "The Dark Night Of The Soul", "Marrakesh Night Market"...
1997 albümü, "The Book Of Secrets"daki; "Prologue", "The Highwayman"... gibi parçaları; dikkatimi üzerinde tutmamda devam etmemi sağlayan sebeplerden sadece bir kısmı.


Elbette yeni bir Loreena McKennitt albümü olması; benim gibi Kelt müziğine meraklı olanları cezbedecektir. Fakat bunun yanında, bu albüm içersinde; "The Gates Of İstanbul" gibi bir sürpriz ve "Sacret Shabbat" gibi, hiç bu müziği dinlememiş olanları da yakalayacak, oldukça tanıdık tınılar barındırıyor.
Loreena McKennitt, "An Ancient Muse"da, zamanı aşarak, bizi sadece Osmanlı'nın İstanbul'una değil, Homer'in Yunanistan'ına, oradan Haçlılar dönemi İngiltere'sine de götürüyor.


İpek yolunun geçtiği topraklardaki destanlardan ilham alarak oluşturduğu bu yeni albümündeki sihirli ritimler; sürüklediği atmosferinin dokusuyla, dinleyeni yeni ilhamlar yakalayıp farklı yaratımlara sevk etmekte de bire bir.

An'ın durağanlığından sıyrılıp, tarihin tozlu sayfaları arasında unutulmaz tadda bir seyahat sunan;
"An Ancient Muse"; zaman üstü bir lezzet; kaçırılmaması, arşive eklenmesi gereken albümlerden biri...

Linklerden; Türkçe website'ına da ulaşılabileceği gibi, albümlerindeki müziklerin tadımlık versiyonları da dinlenebilir -> 1 2 3 4 5 6 7 8

Sanal Kitap Fuarı


Kitap dostları için pratik bir etkinlik;
IDeEFIXe
4. sanal kitap fuarı.

Evet, biliyorum; ben de elimde tutmadan, taze kitap kokusunu duymadan kitapları almaktan çok da hoşlanmıyorum ama aklınızdaki çok uzak nasıl gidilir, onlarca kitabı nasıl taşıyacağım gibi mazeretler üretmeden alabileceğiniz ve yanında yarışmalar, hediyeler, indirimlerle iştahınızı kabartan bu tür fırsatları da kaçırmamak gerek, diye düşünüyorum.

150 Yayınevi, 50.000 Kitap, %35-%70 arası indirim!
Yayınevlerine göre farklı indirimler sözkonusu ama 5 Popüler kitap fiyatına;
Sosyal, Payel, Say Yayınları'nın içersinden, eski ve çok önemli onlarca kitap seçebilirsiniz!
Hiç bilinmez ki; belki de arka tozlu raflar hazinelerle doludur!?

Çifte Gökkuşağı Günü

Atatürk Arboretumu'yla ilgili fotoğraflara bakarken denk geldiğim; yandaki, gün batımı fotoğrafı üzerinden, geçen seneye; "An'lık anımsamalar"...

Geçmiş bir günü nasıl anımsarsınız?
O güne ait zihinde öne çıkan bir kısım imlerle. O, öncelikli anımsadığımız şeyler, günün öne çıkan etiketleridir ve diğer ayrıntılarını da peşi sıra getirir.

Bir fotoğraf, bir gökkuşağı, bir telefon konuşması, bir...

Belki edebi söylemlerde çokça bu yönde nitelenmiş olmasının etkisiyle; belki de "pazartesi sendromu", diye adlandırılan durumu yaşayabilen bünyelerin, algılamasının farklı bir tezahürü olarak; "gün batımları, hüzünlüdür", gibi bir genel geçer yargı söz konusu.
Tabii ki, farklı ruh hallerinde farklı hissedebilmek mümkün. Ama, aksine; gün batımlarını; enerji/içsel güç arttırıcı, oluşan renk oyunlarını izlemeyi ise; heyecan verici, buluyorum. Tıpkı; sonbaharı sevip, dökülmüş kuru yapraklar üzerinde çıtırtılarını duyarak yürümeyi, keyifli bulduğum gibi...

Peki, konu başlığıyla, gün batımlarının ne ilintisi var?
İlintisi; yandaki fotoğrafın, çifte gökkuşağı görme deneyimimle aynı tarihe; 2 Ekim 2005'e ait olması...
Evet, ilk defa çifte gökkuşağı görme deneyimi atlatmış bir bünyenin, zihninde kalan o heyecan verici tadı çağrıştıran bir fotoğraf.

Oky kişisi tarafından çekilmiş olan fotoğrafla ilgili, açık olduğu zamanlarda Karablok'ta mevzusu geçmişti. Fotoğrafa, fotokritik'te denk gelince; an'lık anımsama, olarak buraya da not düşmek istedim.

Oky kişisine ait olan,
fotokritik'teki denemeler portfolyosu altındaki diğer fotoğraflar da, bu gün batımı kadar görmeye değer.
Beni Fotokritik'e götüren; Atatürk Arboretum'u fotoğrafları da renkleriyle kendine hayran bırakacak türden.

İstanbul Atatürk Arboretumu; Belgrad Ormanı yanındaki bir saklı bahçe..

Log-a-ritm-a

Şimdilik, ritimsiz loglar şeklinde de olsa, "Bir kahve içimi arası", gibi zamanlarda; blog'a müzik, sinema, kitap, an'lık not... şeklinde beslemelerde bulunma kararı aldım.
[Kendime not:Yan menü düzenlenecek.] Blogger Google ile uyumlu hareket etmeye başladığından beri; Google account'uyla Blogger oturumu açılabiliyor. Blogger beta'ya geçişle; yeni Templateler ve menü kullanımlarını pratikleştirecek modüller eklenmiş. Google Groups-Beta da aşılmış. Bakalım, zaman daha neler gösterecek...

[log a ritm a; çetre-fil-li, dön-gü-sel loglarınız itinayla barındırılır... fil-sel-i... rhythmlog... ritmik loglar... ritimli loglar; özel eğitim sürecinden başarıyla çıkmış, ritimologlar istihdam edilecektir!? serî log girişlerine müsait alanımız, konuk ritimologlara açıktır...]

Bir amaca hizmet etmek için sözcükler deforme edilip, yeni türetimlere gidilebilir. Ama Türkçe konuşup, Türkçe yazmakta ısrarlı olmak gerek.
Web üzerinde doğru ve kaliteli bilgi aktaran/paylaşan, Türkçe içerikli alanların çoğalması, dileğimiz.

Yan menüdeki; "BİLGİSAYAR" yazılı resim, destek, anımsatma amacıyla orada kalacaktır. Resmin üzerine tıklanarak detaylı bilgi edinilebilir!
Bilgisayar Türkçesi istemiyoruz!

Kiss 'Because I'm a Girl' (J-entercom)



Kiss 'Because I'm a Girl' (J-entercom)

Klip; kısa film tadında ve pek enteresan...

"Bakalım, Güney Kore sineması beni nasıl cezbedecek", diye; filmlerinde detay avında olduğum bir dönemde, bu video'nun bana ulaşması da bir işaret olsa gerek.

İlham verici bir fısıltı, olarak da değerlendirilebilir. Yaşamın anlamını da sorgulatabilir; bizim için en değerli olandan, kimin için, ne kadar vermeye hazırız?!


It is a korean movie clip, very famous in asia for its realisation and its nice story
The movie lasts 8mn, with a background music from Kiss - Because I'm a girl, recorded by J-entercom, a Korean record company.
actors: Goo Hye Jin &Shin Hyun Joon


LYRICS TO "BECAUSE I'M A GIRL(K-pop version) " by KISS
Korean:
Dodeche ar suga obso namjadurui maum
wonhar ten onjego da juni ije tonande
ironjog choumirago nonun thugbyorhadanun
gu marur midosso negen hengbogiosso

marur haji guresso nega shirhojyoda go
nunchiga obnun nan nur bochegiman hesso
norur yoghamyonsodo manhi guriurgoya
sarangi jonbuin nanun yojainika

modungor swibge da jumyon gumbang shirhjungnenunge
namjara durosso thollin mar gathjin anha
dashinun sogji anhuri maum mogo bojiman
todashi sarange munojinunge yoja ya

marur haji guresso nega shirhojyodago
nunchiga obnun nan nur boche giman hesso
norur yoghamyonsodo manhi guriurgoya
sarangi jonbuin nanun yojainik

{narration] Onur urin heojyosso budi hengbogharago
noboda johun sarammannagir barandago
nodo darun namjarang togathe nar saranghanda go marhanten onjego
sorjighi na nega jar doenungo shirho
naboda yepun yoja manna hengboghage jar sarmyon otohge
guroda nar jongmar ijoborimyon otohge
nan irohge himdunde himduro juggenunde
ajigdo nor nomu saranghanunde

sarangur wihesoramyon modun da har su inun
yojaui chaghan bonnungur iyong hajinun marajwo
hanyojaro theona sarangbadgo sanunge
irohge himdurgo oryourjur mollasso


ENGLISH:
I just cant understand the hearts of men
they tell you they want you and then they leave you
this is the first time, you're special
I believed those words and I was so happy

you should have told me you didn't like me any more
but I couldn't see that and you just rushed me
although I will curse you I'll still miss you
since I am a girl, to whom love is everything

i heard that if you give up things too easily
to a man, he will get bored with you
i don't think this is wrong
a girl says that she will never be fooled again
but she will fall in love again

you should have told me you didn't like me any more
but I couldn't see that and you just rushed me
although I will curse you I'll still miss you
since I am a girl, to whom love is everything

{narration]
Hey babe
the pain
it's not enough to describe how i feel
we were so happy together
but I know now
I've been blind
you told me that you'd never let me down
whenever I needed you you'd always be here
I can forgive but I cant forget
even though you hurt me
I still love you
I still love you


{Narration} (Guy, only in the music video)
There someone I'm in love with...
Although I can't be with her now...
I'm still in love with her...

"Cuz I'm A Girl (Original English)"
(Original Korean Version by Choi, Joon-Young and Im)

* I just can't understand the ways, Of all the men and their mistakes. You give them all your heart,
and then they rip it all away...

- You told me how much you loved me, And how our love was meant to be. And i believed in you,
i thought that you would set me free...

(chorus)

You should've just told me the truth, That i wasn't the girl for you... Still i didn't have a clue,
So my heart depended on You... Whoah

Although i'll say 'i hate u' now, Although i'll shout and curse you out... I'll always have love for you,
Because i am a girl

* Been told a man will leave you cold, Get sick of you and bored... I know that it's no lie,
I gave my all still i just cry. Never again will i be fooled, to give my all when nothing's true...
I won't be played again, but i will fall in love again...

(chorus)
You should've just told me the truth, That i wasn't the girl for you... Still i didn't have a clue,
So my heart depended on You... Whoah

Although i'll say 'i hate u' now, Although i'll shout and curse you out... I'll always have love for you,
Because i am a girl


--- I loved u so... now u leave me in the cold, How could this be, i thought that u'd only love me...
Into the night, i will pray that you're alright.. You hurt me so, I just can't let u go ---


(bridge)


You took advantage of my willingness to do anything for love, Now i'm the only one in pain...
will you please take it all away~ Oh~

(chorus)


Never thought born being a girl, How i can love you and be burned... And now i will build a wall,
to never get torn again~

Although i'll say 'i hate u' now, Although i'll shout and curse you out... I'll always have love for you,
Because i am a girl

Although i'll say 'i hate u' now, Although i'll shout and curse you out... I'll always have love for you,
Because i am a girl

detay/info

Nouvelle





(play, wait and listen...)
Nouvelle - Too Drunk To Fuck
ilgili linkler; 1 2

Daniel Powter

Kurgulanmış gibi gözükenin içindeki, kurgulayan olmak...
Hoş rastlantıları, anlamlı hâle dönüştürebilmek...

Hiç olmadık kaynaklardan beslenebiliyor insan; tıpkı, art arda gelen bu iki videonun canlandırdığı ilham verici etkiler gibi...

Önemli olan; neyi nasıl anlamlandırdığımız...
Evet, "spin dj is a god" sonrasında; "daniel powter/bad day", olmasının bir sebebi var!



daniel powter-bad day

Spin dj is a god


video: link