Sahicilik, Otokontrol

Miryokuteki hinshitsu ifadesini Japonlar, beklenenin üzerinde, etkileyici kaliteye sahip, anlamında kullanırlar. Atarimae hinshitsu yani, "ödenen paraya göre kalitede" bir ürünle karşılaştıklarında ise, kendilerini kandırılmış hissederler.

Sydney kenti, 2000 Olimpiyat Oyunları Sırasında korsan kopyalarla mücadele için, Marka DNA'yı kullanmıştı.

Seçilmiş bir grup atletin kanından, DNA örnekleri alınarak kopyalanmış ve bu, Olimpiyat logosunu taşıyan bütün resmi ürünlerde kullanılan mürekkebe katılmış, ellerindeki özel cihazlı görevliler tarafından, sahte ve gerçek ürünler böylece ayırt edilip, imha edilmişti.

Tatil öncesi, bir müşterimizin ajansımıza hazırlattığı fakat sonra vazgeçtiği bir işi, geçen hafta başka bir ajansa,
ellerindeki (bizim hazırlamış olduğumuz) taslak fikri sanki kendi fikirleriymiş gibi götürerek, yaptırmak istedikleri haberini aldık. Belki, ticari kaygı güden başka bir ajans olsa ses çıkarmaz, işi hazırlardı. Fakat, durum tarafımıza bildirildi, ve olan o firmanın prestijine oldu.

Cd, kitap ya da herhangi bir ürün fark etmiyor. Korsan kopyalar her alanda karşımıza çıkıp, emeği istismar etmeye devam ediyor. Üstte verdiğim üç örnek; haklı kalite beklentisi, o kaliteyi sunabilmek adına gösterilen çabaya ve etik değer sahibi olmaya sadece birer örnek.

Kendimizi neye değer buluyorsak, onu talep ederiz. Tercihlerimiz, kişiliğimizi gösterir; tıpkı, "talep ediyorlardı, biz de arz ettik" anlayışıyla, pazarda yer bulmak isteyen, küçük hesaplar peşinde günü kurtarma kaygısıyla hareket edenlere karşı pirim vermememiz gerektiği gibi.

Sahicilik!
Sahicilik, kalite, tutarlılık, süreklilik ve güven teşkil etmenin öneminin ayırdına varamamış hiçbir firma, kişi, oluşum; zamanın çarkları arasında yitip gitmekten kurtulamaz.

Yaşamımızda, "değerlerimize" ne kadar bağlıyız? Ne kadar bağlı kalabiliyorsak, o kadar yerimiz sağlam ve uzun vadeli olur. Büyük markalar ya da işlerinde toplumda saygın bir yer bulmuş kişilerin yaşamları, hep buna bir örnektir.

Konuyu bloglara bağlayacağım. Aynı kurallar bloglar ve içerikleri için de geçerli.

Günümüzde maalesef, henüz yerli blogların değeri bilinmiyor. Bir taraftan WordPres
'e erişim engellenip, özgürlükler kısıtlanırken; diğer taraftan da, blog yazarları görgüsüz, bilinçsiz hatta saygısız tavırlarla karşı karşıya kalıp, istismas edilebiliyor.

Kendi bloglarımız için gösterdiğimiz hassasiyet, duyarlılığı; en azından takip ettiğimiz diğer bloglar için de gösterirsek; sorumluluk hissederek gösterdiğimiz bu tavır, bir bilinç geliştirilmesine katkı sağlamış olacağı gibi, kendi blogumuzu da korumamızı sağlamış olacaktır.

Çin, internet üzerinde baskıcı ve sansüre dayanan politikası gereği politik ya da ahlaki olarak zararlı bulduğu siteleri sık sık yasaklıyor. Fakat buna rağmen ülkede, içeriğinde çıplaklık, küfür, yasadışı kumar ile korsan müzik, kitap ve film bulunan sitelerin sayısında artış olduğu gözleniyor.

Demek ki, sansür de bir yere kadar. Fakat bu, işe yarar bir yol değil.

Çin örneği bunu bir kez daha gösteriyor ki; yasaklar, daima câziptir.

Geçen gün Teknolatte'de, Çin'de İnternet Sanal Polise Emanet başlıklı bir haber vardı; Pekin'de başlatılacak yeni bir uygulama ile animasyon karakterleri şeklinde tasvir edilen polis ekipleri, internet sayfalarında devriye gezecekmiş.

Daha sonra bu sanal polisler, Pekin'deki sunuculara kayıtlı tüm internet siteleri g
ezilirken görünecek; kullanıcılar, polise ihtiyaç duyduğunda, sanal polis görüntülerine tıklayarak yetkili mercilere ulaşma imkânına da sahip olacaklarmış...

Bir sanal polisler eksik kalmıştı! Kendi kendini kontrol eden bir davranış modeliyle (otokontrol), etrafa da örnek olarak, bir bilinç geliştiremezsek, yakında burada da farklı şeyler olmayacak.

'NoIndex, FeedFlare ve Sploglar' yazımda, İçerik Hırsızlığından bahsetmiş, blog içeriklerinin saygısızca kullanılmasından duyduğum rahatsızlığı belirtmiştim.

Palindromik Kelimelerim (Ç)alındı!
Yazımın üzerinden henüz fazla bir zaman geçmemişti ki, benzer bir olaya mâruz bırakıldığımı fark ettim;
'Palindromik Kelimeler ve Ambigram' başlıklı yazım, kaynak gösterilmeden, izinsiz (ç)alındı!

Alıntı yapılmamış; görselleri hariç tüm yazı; kişisel deneyimlerimi mi aktarıyorum, diye bakılmadan komple alınmış; izin almak bir kenara, kaynak bile gösterme gereği duyulmadan.


Şimdi web üzerinde, benim ofis maceralarımdan ve okuduğum kitaptan aktardığım anekdotlardan bahseden bir alan daha oldu. Üstelik yazım, blog bilgisi bölümünde,
"... sevgili ziyaretçi, kendi şiirlerimi yazılarımı yayınladığım blogumda iyi vakit geçirmeni dilerim...", diyen bir blogda yer alıyor!

Tüm iyi niyetimle, kaynak göstermeyi unutmuş olacağını düşünüp, buradan kendisine anımsatmak istiyorum. İletişim bilgisini profilinde bulundurmayan, kopyala-yapıştır ile içerik üreten bir blogumsu tarafından, rahatsızlığım algılanabilecek mi bilemiyorum ama, konuyu ilgili bir platforma Utanç Duvarı'na taşıdım.
5651 sayılı, Elektronik Ortamda İşlenen Suçların Önlenmesi Kanunu'ndan haberdar mısınız?
Japonlar'da kalite anlayışı için, Wikipedi-Japanese quality başlığına bakılabilir.

(Bu yazı, 03/09/07 itibariyle editlenmiştir.)

7 yorum:

  1. Sevgili Lyn,

    Copy-paste bloglardan o kadar çok var ki, hangi birini takip edelim? Benim de başıma geldi bu alıntı/çalıntı hikayesi, üstelik "yavuz hırsız ev sahibini bastırmaya çalıştı". Ben tamamen tesadüfen, extremetracking'de "kim gelmiş, kim gitmiş"e bakarken keşfettim. Her gün, "kim bana link vermiş" diye sağı solu takip etme alışkanlığım yok ki!

    Utanç Duvarı çok yardımcı oldu. Cezaî bir yaptırımı olmasa bile, münasebetsizlerin ifşâ edilmesi dâhi yeterli.

    Benim olayla ilgili 2 yazım şunlardı;

    İnternet'in Artıları, Eksileri

    Utanç Duvarı'na Teşekkürler

    Sana da geçmiş olsun, umarım bir daha tekrarlanmaz.

    YanıtlaSil
  2. Iyn'cim bugün görmüştüm bende şiddetle kınıyorum.Kaldı ki güzelce uyarmana rağmen devam edip düzeltmeyen bu arkadaşı magmanın dibinde bile barındırmamak lazım! Hey sen terbiyesiz okuyorsan bunu silkelen ve kendine yer aç. Nasıl mı işe kendin olmaktan başla mesela. Bakalım üretmek paylaşmak nasılmış. Armut piş ağzıma düş olmaz işte böyle faka basarsın.

    YanıtlaSil
  3. Aktardığı bilginin kaynağını vermeyen kitapları önemsemiyor, değer vermiyorum. Aynı anlayışa bloglarda da sahibim.

    Nasıl ki, çok satan ya da sevdiğimiz yazarların kitaplarından parçalar alıp, kendimiz yazmışız gibi yayımlayamıyorsak; bloglarımıza yazdıklarımıza da aynı özeni göstermemiz gerekiyor.

    Bir iz bırakıyoruz ve bu izden sorumluyuz, bu bilinçle davranabilmek gerekli...

    Artemis, Eda teşekkür ederim, desteğiniz için.

    YanıtlaSil
  4. çok sinir bozucu bir durum. insanın internette yazma hevesini kırıcak cinsten. webmaster forumlarında satılık makale başlıkları bile görüyorum. makale dediği senin benim yazılarım işte..

    YanıtlaSil
  5. evet, pek hoş bir durum değil maalesef, oky sağol :|

    kaç gündür bir gelişme de olmadı, öyle bir dolu blog açıp atıl bırakmışlar anlaşılan... utanç duvarına da bir geri dönüş alamayınca, ben de bağıntılı gözüken bir forumda, rahatsızlığıma bir kez daha vurgu yaptım. sanki bunca işimin arasında bir blogumsunun sahibine erişmeye çalışmakla uğraşmak durumundaymışım gibi...

    YanıtlaSil
  6. bahsettiğim foruma bıraktığım ilgili yorumum da kaldırılmış?!

    YanıtlaSil

Merhaba! Flynxs | Lynist weblog yorum bırakma alanındasınız.
Ziyaretiniz, ve yorumlarınızda Türkçe Yazım Kuralları'na göstereceğiniz özen için teşekkür ederim!

İçerik hakkında ne düşünüyorsunuz? Konuyla ilgili düşüncelerinizi, hissettiklerinizi, alttaki metin kutusuna yorumunuzu -isim, e-posta, varsa web site gibi detayları da belirterek- bırakarak paylaşabilirsiniz (yorumlarınızda bold, italik görünüm ve link vermek için < b>, < i>, < a> gibi bazı HTML etiketlerini de kullanabilirsiniz).

Saygı sınırlarını aşan ifadeler ve spam içerikli olası yorumlara yer vermemek için, bu blog'da yorumlar, onaylandıktan sonra yayımlanır. Yorumunuzu gönderdikten sonra burada eş zamanlı olarak görüntüleyemezseniz, endişelenmeyin, bu sebepledir.

Flynxs altındaki tüm yorumlardan anında haberdar olmak için yorumlara RSS ile abone olmayı unutmayın. (Bknz: RSS nedir?, Feedlerimi Nasıl Yönetirim?)

Olası soru, öneri ve görüşlerinizi bana, isterseniz 'gmail' adresim 'flynxs.blogspot' üzerinden de iletebilirsiniz...