


TeaForte; ambalaj tasarımı ve sunumuyla, çay keyfini çok ötelere taşıyan; ayaküstü içilen bir çaydan ziyade, çay seremonisini hak eden, etkileyici bir ürün.
Benim gibi tercihi kahveden yana olan, ama arada meyve çaylarında maceraya girmekten de hoşlanan biriyseniz, sizi de cezbedecektir. Ki, salt dekoratif bir obje olarak kullanmaya müsait olmasıyla da, hoş bir alternatif.
Tea Forte Teabag, Tea Forte Tear Drop Tea Set yanında Aamzon/TeaForte'dan da ürüne ulaşmak mümkün. Ayrıca, wrapables.com'da da var ve oraya girdiğinizde zamanınızın nasıl geçtiğini anlayamayabilirsiniz; çok şık başka çay-kahve araç-gereçleri yanında, enteresan bir dolu şey; hizmet edecekleri üretiliş amaçları haricinde, adeta beklenmedik fikirlere esin kaynağı olmak için sizi bekliyor.
Ürün ambalaj ve sunumları, alış verişlerde bizi nasıl da cezbediyor. Zevkli bir tasarımcının elinden çıkmışsa, içeriğini çok da bilmememize rağmen, marketteki rafından alıp eve götürmekte çok da tereddüt etmiyoruz.
Sorun şu ki; tasarım-sunumu etkileyici olan bir ürünün, tadına sıra geldiğinde vaadini yerine getiremiyorsa, ne faydası var?

Geçen kış, Lipton Yaban Mersini Çayı eğlenceli bir iletişim dili kullanarak, tvlerde ve sonra da sokaklara taşarak reklamlarıyla yaşamlarımıza girmişti. Alıp denediğimde, ambalaj tasarımıyla sunduğu lezzet vaadi arasında uçurumlar olduğunu görüp, hayal kırıklığına uğramıştım.
Lipton isminin yaratmış olduğu marka algısı ve ambalaj sunumunu beğenmiş olmam arasında, içeriğini okumayı es geçmemiş olsaydım; Lipton Yaban Mersini Çayı'nın içinde bu meyveden sadece %3 olduğunu görüp, diğer bir dolu eklenmiş ilave madde arasında, hiç de arzu edebileceğim bir içim zevkine ulaştıramayacağını belki de anlayabilirdim.
İçinde sadece %3 olan bir maddenin, çayın adı olarak lanse edilmesi; tüketiciyi yanıltmak değil de nedir? Evet, pazarlama stratejisidir. Peki, bu durum ne kadar doğrudur? Tartışılır. Bu örnekle bir kez daha anlıyoruz ki, güzel bir tasarımla birleştirilmiş pazarlama stratejisi; ürünü satın aldırmaya yetiyor ama, sadece bir defalık.

Yanılıp yeniden bu tür bir şey yeniden yapar mıyım? Sanmıyorum. En azından, mümkünse önce denerim. Ki, Lipton Yaban Mersini Çayı'yla yaşadığım hayal kırıklığı bana bir ders olmuş ve sonrasında Lipton Karamel Çayı'nı, karamel tadını sevmeme ve ürün ambalajı ilgimi çekmeyi başarmış olmasına rağmen, önce deneyip sonra almıştım.
Şimdi Lipton, şeffaf piramit poşetlerde sunulan üç yeni çayıyla karşımızda.

Sadece merak ettiğim için, Beyaz Çay'ını denedim; meyve tadı alabileceğiniz oldukça 'hafif' bir çay. Ama, yerine tercih edebileceğim daha lezzetlileri olduğunu bildiğimden; Lipton Piramit Çayları sadece, 'görünümüyle farklılaştığı için cezbedecek ürünler' kategorime koymakla yetindim.
Tadı, damak zevkine kalmış Lipton Piramit Çayların, bu farklı sunumlarıyla ilgi çekerek, pazarda yer bulacaklaına inanıyorum. TeaForte ile bağlantıyı ise kurmuş olacağınızı düşündüğümden, konuyu uzatmayıp burada bitiriyorum.
ay bayıldım buna ne güzelmiş ya tasarım olmuş tam
YanıtlaSilİnsan çay sevmese bile alıp çay demleyesi gelmekte.. Sırf ambalaj için. Eeee! etiket devrinde yaşıyoruz kolay mı? :)
YanıtlaSil