Güney Kore Filmleri

Güney Kore Sineması hakkında, sizin de biraz önyargılı bir bakış açınız mı var?
Rastgele birkaç film izlemişseniz ve o yönetmenlerin film tekniği ilginizi çekmemişse ya da oyuncuların performansları, ne de görüntüleri sizi cezbetmemişse; Güney Kore Sineması'na pek sıcak yaklaşamıyor olmanız doğal.

Alejandro Agresti'nin, The Lake House (Göl Evi)'ni seyredip de etkilenenlere ya da benim gibi filmde bazı şeyleri eksik bulanlara; bu filmin aslında bir Güney Kore filmi olan, Siworae remake'i olduğunu ve Hyun-seung Lee'nin Siworae(Il Mare)'i izlemelerini öneririm.

Hyun-seung Lee sonrası, Güney Kore sinamasına karşı artan ilgim; arkasından izlediğim diğer birkaç filmle azalmadı, aksine arttı.

Kısaca söyleyebilirim ki; Hollywood filmlerine kıyasla, Güney Kore Sineması'nı sahip oldukları ruh öne çıkarıyor.

Çekim açıları ve planların bazen adeta tek başına sanatsal fotoğraf niteliğinde olması, sekansların uyumu, kimi zaman da senaryonun döngüsü; o ruh'u oluşturmada ve izleyicinin kendini film içinde var etmesinde gerekli ölçütleri barındırıyor.

Kimi zaman oyunculuklar yeterli gözükmese bile, anlatım ve sahnelerin yarattığı dünya, o eksik kısmı kapatabiliyor.

İzlerken ünlü, tanınmış oyuncunun, filmin önüne geçmesi gibi bir durum da yok. Denge sağlanıyor ve uyumlu bir akış içinde filmleri rahatsızlık duymadan seyredebiliyorsunuz.

Gözüken tek bir dezavantaj var; dilleri.
Normal konuşmaların bile sanki tartışır gibi vurgulu olmasını başta yadırgaya bilirsiniz. Fakat, birkaç film sonra kullanılan lisana, fonetiğe aşina hissetmemek mümkün değil.

Güney Kore Sineması'nda gerek hayatın içinden, gerek anlatıla gelen söylencelerden hikaye edilerek kullanılan konular; yabancılık çekilecek bir kültür farkını barındırmıyor. Yadırgamadan, hikayede kendinizle bağdaştırabileceğiniz kısımlar bulabiliyorsunuz.

Hollywood'un içine girdiği konu sıkıntısına rağmen; Güney Kore Sineması'nda konu ve konuları sanki gişe kaygısı olmadan işleme rahatlıkları var.
Güney Kore Sineması'nda öne çıkan filmlerin, Hollywood tarafından yeniden yapılıyor olması da; Hollywood'un konu sıkıntısını aşmaya çalışmasının başka bir yolu olsa gerek.
Ne yazık ki, hazır filmleri alıp uyarlamalarına rağmen; orjinalindeki tadı yakalamak bir tarafa, ona yaklaşamıyorlar bile...


Sinemadaki başarıda, birincil faktörleden biri; yönetmenin becerisi, olduğu için. Kendimce keşfetmeye başladığım bu yeni alanda, Güney Kore Filmleri'ni öncelikle belirli yönetmenler ve oyuncular üzerinden takip ederek, izlemeye başladım.

Şimdilik izlediklerim;

» Hyun-seung Lee, Siworae (2000), (Il Mare) *
» Kaige Chen, Wu-ji (2005), (The Promise) (Mo Gik) *
» Jae-young Kwak, Keulraesik (2003), (The Classic) *
» Chan-wook Park, Oldboy (2003) *
[Daha sonra filmlerden teker teker bahsetmeyi düşünüyorum, şimdilik filmleri sadece isim olarak geçiyorum.]

Listemdeki diğer filmler;

» Hiroyuki Sanada filmleri...
» Takashi Mike filmleri...
» Ji-Woon Kim filmleri...

» Ki-Duk Kim filmlerinden;
- Bom yeoreum gaeul gyeoul geurigo bom (2003) (İlkbahar, Yaz, Sonbahar, Kış... ve İlkbahar)
- Bin-Jip (2004), (Boş Ev)
- Hwal (2005), (Yay)
- Shi Gan (2006), Time, (Zaman)

» Hyun-seung Lee filmlerinden;
- Geudaneanui blue (1992)
- Neonsokeuro noeuljida (1995)

» Jae-young Kwak filmlerinden;
- Yeopgijeogin geunyeo (2001) (My Sassy Girl)
- Piano chineun daetongryeong (2002)
- Ark (2004)
- Nae yeojachingureul sogae habnida (2004)

» Kaige Chen filmlerinden;
- Huang tu di (1984)
- Da yue bing (1986)
- Bian zou bian chang (1991)
- Ba wang bie ji (1993)
- Feng Yue (1996)
- Jing ke ci qin wang (1999)
- Killing Me Softly (2002)
- Ten Minutes Older: The Trumpet (2002)
- He ni zai yi qi (2002)

Tabii, imdb, "en yüksek puan alan 100 Güney Kore filmi" listesi de, izleyecek film seçmede bir kriter olabilir.
most popular titles for South Korea by total votes here are the 100 matching titles
(evet, Oldboy'un 1. olması için çok haklı sebepleri var...)

Loreena McKennitt/An Ancient Muse



Loreena McKennitt'ın, "Müzikal Seyahatname"sinin yeni bölümü;
An Ancient Muse (eski bir ilham kaynağı), isimli albümü;
21Kasım 2006 itibariyle piyasada...

"The Lady Of Shalott" yorumuna hayran olup, McKennitt'ın dinlediklerim arasına girmesi; 1993, "The Visit" albümüne denk geliyor.
1994 albümü, "The Mask and Mirror"daki; "The Dark Night Of The Soul", "Marrakesh Night Market"...
1997 albümü, "The Book Of Secrets"daki; "Prologue", "The Highwayman"... gibi parçaları; dikkatimi üzerinde tutmamda devam etmemi sağlayan sebeplerden sadece bir kısmı.


Elbette yeni bir Loreena McKennitt albümü olması; benim gibi Kelt müziğine meraklı olanları cezbedecektir. Fakat bunun yanında, bu albüm içersinde; "The Gates Of İstanbul" gibi bir sürpriz ve "Sacret Shabbat" gibi, hiç bu müziği dinlememiş olanları da yakalayacak, oldukça tanıdık tınılar barındırıyor.
Loreena McKennitt, "An Ancient Muse"da, zamanı aşarak, bizi sadece Osmanlı'nın İstanbul'una değil, Homer'in Yunanistan'ına, oradan Haçlılar dönemi İngiltere'sine de götürüyor.


İpek yolunun geçtiği topraklardaki destanlardan ilham alarak oluşturduğu bu yeni albümündeki sihirli ritimler; sürüklediği atmosferinin dokusuyla, dinleyeni yeni ilhamlar yakalayıp farklı yaratımlara sevk etmekte de bire bir.

An'ın durağanlığından sıyrılıp, tarihin tozlu sayfaları arasında unutulmaz tadda bir seyahat sunan;
"An Ancient Muse"; zaman üstü bir lezzet; kaçırılmaması, arşive eklenmesi gereken albümlerden biri...

Linklerden; Türkçe website'ına da ulaşılabileceği gibi, albümlerindeki müziklerin tadımlık versiyonları da dinlenebilir -> 1 2 3 4 5 6 7 8

Sanal Kitap Fuarı


Kitap dostları için pratik bir etkinlik;
IDeEFIXe
4. sanal kitap fuarı.

Evet, biliyorum; ben de elimde tutmadan, taze kitap kokusunu duymadan kitapları almaktan çok da hoşlanmıyorum ama aklınızdaki çok uzak nasıl gidilir, onlarca kitabı nasıl taşıyacağım gibi mazeretler üretmeden alabileceğiniz ve yanında yarışmalar, hediyeler, indirimlerle iştahınızı kabartan bu tür fırsatları da kaçırmamak gerek, diye düşünüyorum.

150 Yayınevi, 50.000 Kitap, %35-%70 arası indirim!
Yayınevlerine göre farklı indirimler sözkonusu ama 5 Popüler kitap fiyatına;
Sosyal, Payel, Say Yayınları'nın içersinden, eski ve çok önemli onlarca kitap seçebilirsiniz!
Hiç bilinmez ki; belki de arka tozlu raflar hazinelerle doludur!?

Çifte Gökkuşağı Günü

Atatürk Arboretumu'yla ilgili fotoğraflara bakarken denk geldiğim; yandaki, gün batımı fotoğrafı üzerinden, geçen seneye; "An'lık anımsamalar"...

Geçmiş bir günü nasıl anımsarsınız?
O güne ait zihinde öne çıkan bir kısım imlerle. O, öncelikli anımsadığımız şeyler, günün öne çıkan etiketleridir ve diğer ayrıntılarını da peşi sıra getirir.

Bir fotoğraf, bir gökkuşağı, bir telefon konuşması, bir...

Belki edebi söylemlerde çokça bu yönde nitelenmiş olmasının etkisiyle; belki de "pazartesi sendromu", diye adlandırılan durumu yaşayabilen bünyelerin, algılamasının farklı bir tezahürü olarak; "gün batımları, hüzünlüdür", gibi bir genel geçer yargı söz konusu.
Tabii ki, farklı ruh hallerinde farklı hissedebilmek mümkün. Ama, aksine; gün batımlarını; enerji/içsel güç arttırıcı, oluşan renk oyunlarını izlemeyi ise; heyecan verici, buluyorum. Tıpkı; sonbaharı sevip, dökülmüş kuru yapraklar üzerinde çıtırtılarını duyarak yürümeyi, keyifli bulduğum gibi...

Peki, konu başlığıyla, gün batımlarının ne ilintisi var?
İlintisi; yandaki fotoğrafın, çifte gökkuşağı görme deneyimimle aynı tarihe; 2 Ekim 2005'e ait olması...
Evet, ilk defa çifte gökkuşağı görme deneyimi atlatmış bir bünyenin, zihninde kalan o heyecan verici tadı çağrıştıran bir fotoğraf.

Oky kişisi tarafından çekilmiş olan fotoğrafla ilgili, açık olduğu zamanlarda Karablok'ta mevzusu geçmişti. Fotoğrafa, fotokritik'te denk gelince; an'lık anımsama, olarak buraya da not düşmek istedim.

Oky kişisine ait olan,
fotokritik'teki denemeler portfolyosu altındaki diğer fotoğraflar da, bu gün batımı kadar görmeye değer.
Beni Fotokritik'e götüren; Atatürk Arboretum'u fotoğrafları da renkleriyle kendine hayran bırakacak türden.

İstanbul Atatürk Arboretumu; Belgrad Ormanı yanındaki bir saklı bahçe..

Log-a-ritm-a

Şimdilik, ritimsiz loglar şeklinde de olsa, "Bir kahve içimi arası", gibi zamanlarda; blog'a müzik, sinema, kitap, an'lık not... şeklinde beslemelerde bulunma kararı aldım.
[Kendime not:Yan menü düzenlenecek.] Blogger Google ile uyumlu hareket etmeye başladığından beri; Google account'uyla Blogger oturumu açılabiliyor. Blogger beta'ya geçişle; yeni Templateler ve menü kullanımlarını pratikleştirecek modüller eklenmiş. Google Groups-Beta da aşılmış. Bakalım, zaman daha neler gösterecek...

[log a ritm a; çetre-fil-li, dön-gü-sel loglarınız itinayla barındırılır... fil-sel-i... rhythmlog... ritmik loglar... ritimli loglar; özel eğitim sürecinden başarıyla çıkmış, ritimologlar istihdam edilecektir!? serî log girişlerine müsait alanımız, konuk ritimologlara açıktır...]

Bir amaca hizmet etmek için sözcükler deforme edilip, yeni türetimlere gidilebilir. Ama Türkçe konuşup, Türkçe yazmakta ısrarlı olmak gerek.
Web üzerinde doğru ve kaliteli bilgi aktaran/paylaşan, Türkçe içerikli alanların çoğalması, dileğimiz.

Yan menüdeki; "BİLGİSAYAR" yazılı resim, destek, anımsatma amacıyla orada kalacaktır. Resmin üzerine tıklanarak detaylı bilgi edinilebilir!
Bilgisayar Türkçesi istemiyoruz!

Kiss 'Because I'm a Girl' (J-entercom)



Kiss 'Because I'm a Girl' (J-entercom)

Klip; kısa film tadında ve pek enteresan...

"Bakalım, Güney Kore sineması beni nasıl cezbedecek", diye; filmlerinde detay avında olduğum bir dönemde, bu video'nun bana ulaşması da bir işaret olsa gerek.

İlham verici bir fısıltı, olarak da değerlendirilebilir. Yaşamın anlamını da sorgulatabilir; bizim için en değerli olandan, kimin için, ne kadar vermeye hazırız?!


It is a korean movie clip, very famous in asia for its realisation and its nice story
The movie lasts 8mn, with a background music from Kiss - Because I'm a girl, recorded by J-entercom, a Korean record company.
actors: Goo Hye Jin &Shin Hyun Joon


LYRICS TO "BECAUSE I'M A GIRL(K-pop version) " by KISS
Korean:
Dodeche ar suga obso namjadurui maum
wonhar ten onjego da juni ije tonande
ironjog choumirago nonun thugbyorhadanun
gu marur midosso negen hengbogiosso

marur haji guresso nega shirhojyoda go
nunchiga obnun nan nur bochegiman hesso
norur yoghamyonsodo manhi guriurgoya
sarangi jonbuin nanun yojainika

modungor swibge da jumyon gumbang shirhjungnenunge
namjara durosso thollin mar gathjin anha
dashinun sogji anhuri maum mogo bojiman
todashi sarange munojinunge yoja ya

marur haji guresso nega shirhojyodago
nunchiga obnun nan nur boche giman hesso
norur yoghamyonsodo manhi guriurgoya
sarangi jonbuin nanun yojainik

{narration] Onur urin heojyosso budi hengbogharago
noboda johun sarammannagir barandago
nodo darun namjarang togathe nar saranghanda go marhanten onjego
sorjighi na nega jar doenungo shirho
naboda yepun yoja manna hengboghage jar sarmyon otohge
guroda nar jongmar ijoborimyon otohge
nan irohge himdunde himduro juggenunde
ajigdo nor nomu saranghanunde

sarangur wihesoramyon modun da har su inun
yojaui chaghan bonnungur iyong hajinun marajwo
hanyojaro theona sarangbadgo sanunge
irohge himdurgo oryourjur mollasso


ENGLISH:
I just cant understand the hearts of men
they tell you they want you and then they leave you
this is the first time, you're special
I believed those words and I was so happy

you should have told me you didn't like me any more
but I couldn't see that and you just rushed me
although I will curse you I'll still miss you
since I am a girl, to whom love is everything

i heard that if you give up things too easily
to a man, he will get bored with you
i don't think this is wrong
a girl says that she will never be fooled again
but she will fall in love again

you should have told me you didn't like me any more
but I couldn't see that and you just rushed me
although I will curse you I'll still miss you
since I am a girl, to whom love is everything

{narration]
Hey babe
the pain
it's not enough to describe how i feel
we were so happy together
but I know now
I've been blind
you told me that you'd never let me down
whenever I needed you you'd always be here
I can forgive but I cant forget
even though you hurt me
I still love you
I still love you


{Narration} (Guy, only in the music video)
There someone I'm in love with...
Although I can't be with her now...
I'm still in love with her...

"Cuz I'm A Girl (Original English)"
(Original Korean Version by Choi, Joon-Young and Im)

* I just can't understand the ways, Of all the men and their mistakes. You give them all your heart,
and then they rip it all away...

- You told me how much you loved me, And how our love was meant to be. And i believed in you,
i thought that you would set me free...

(chorus)

You should've just told me the truth, That i wasn't the girl for you... Still i didn't have a clue,
So my heart depended on You... Whoah

Although i'll say 'i hate u' now, Although i'll shout and curse you out... I'll always have love for you,
Because i am a girl

* Been told a man will leave you cold, Get sick of you and bored... I know that it's no lie,
I gave my all still i just cry. Never again will i be fooled, to give my all when nothing's true...
I won't be played again, but i will fall in love again...

(chorus)
You should've just told me the truth, That i wasn't the girl for you... Still i didn't have a clue,
So my heart depended on You... Whoah

Although i'll say 'i hate u' now, Although i'll shout and curse you out... I'll always have love for you,
Because i am a girl


--- I loved u so... now u leave me in the cold, How could this be, i thought that u'd only love me...
Into the night, i will pray that you're alright.. You hurt me so, I just can't let u go ---


(bridge)


You took advantage of my willingness to do anything for love, Now i'm the only one in pain...
will you please take it all away~ Oh~

(chorus)


Never thought born being a girl, How i can love you and be burned... And now i will build a wall,
to never get torn again~

Although i'll say 'i hate u' now, Although i'll shout and curse you out... I'll always have love for you,
Because i am a girl

Although i'll say 'i hate u' now, Although i'll shout and curse you out... I'll always have love for you,
Because i am a girl

detay/info