Emirgan'daki Sakıp Sabancı Müzesi Atlı Köşk; 7 Aralık'tan beri, Moğol İmparatorluğu'nun Cengiz Han tarafından kuruluşunun 800'üncü yıl dönümü dolayısıyla düzenlenen, 'Cengiz Han ve Mirasçıları: Büyük Moğol İmparatorluğu' sergisine ev sahipliği yapıyordu.
Sabancı Müzesi, daha önce Picasso ve Rodin'e de ev sahipliği yapmıştı.
Rodin-Camille Claudel ilişkisine ve eserlerine özel bir ilgim olduğu için, Rodin'in heykellerini görmeye gittiğim gün, benim için heyecan vericiydi ve Sabancı Müzesi'ne karşı ayrı bir sempatim oluşmuştu.
Belki de orda, Rodin'deki o tadı bir daha yakalayamam diye, "Cengiz Han ve Mirasçıları"nı görmeye gitmeyi ertelemiştim. Ama, sunulan eserler ve bilgiyle o dönemin dokusunu, aynı atmosferi soluyormuş hissi yaratan mekanı deneyimlemek, beklediğimden de etkileyiciydi.
Öyle bir tarih ve mirasa hayran kalmamak zaten mümkün değil. Sergiyle, sanki zamanda bir kapı açıp, minik bir seyahat ederek; bunu bir kez daha iyice anlıyoruz.
Film gösterimleri ve atölye programları gibi etkinlikleri de bünyesinde bulunduran sergi; tüm ihtişamıyla hafızalarda yer etmek ve tarihi anımsatmak için 8 Nisan'a kadar ziyaretçilerini bekliyor. Daha detaylı bilgiye; SSM'den, Cengiz Han Hakkında ve Eserlerden Seçmeler başlığından ulaşabilirsiniz...
Müzedechanga ise, Sakıp Sabancı Müzesi'nin içinde bir lokanta, kafe. Yemekleri, mekân tasarımıyla müdâvimi olacağınız bir yer.
Geleneksel Türk tadlarından uzaklaşmadan, yaratıcılığın işin içine girmesiyle oluşturulan enteresan yemekleri Müzedechanga'da keşfedebilir, hatta hiç yemem dediğiniz bir yemeğin, başka tadlarla harmanlanmış bir sunumunu, beğenerek yerken bulabilirsiniz kendinizi.
Sıcak atıştırmalıklar, soğuk atıştırmalıklar derken keşfedeceğiniz diğer çeşitlere yeriniz kalmayabilir. Kendinizi sıkça burada yeni tadlar keşfederken, arada da müzeye gelmiş yeni sergileri de takip ederken bulabilirsiniz.
Evet, müzeye değil de doğrudan restorana gitmekten bahsediyorum. Farklı bir yaklaşım gibi gözüküyor ama dünyada buna benzer örnekler var. İyi müze restoranlarına gidenlerin sayısı, sergileri gezmeye gidenler kadar çok. Cezbedici bir mekân, yanında ilgi çekecek etkinlikleri, sergileri de takip etmeye imkân veriyorsa; neden öncelikli tercih müze değil de mekân olmasın?!
'Cengiz Han ve Mirasçıları: Büyük Moğol İmparatorluğu' sergisini görmeye gittiğinizde, isterseniz önce Boğaz'a karşı oturup içeceğiniz bir kahve yanında kurabiyelerinden denemek için Müzedechanga'ya uğrayın. Sonrasında, kendinizi yemekle ilgili nefis bir tecrübenin kollarına bırakmak için, sıkça Müzedechanga'ya uğramaktan alamayacaksınız.
Yaratıcı süreçlerinizi beslemekte kullanacağınız bir parça Cengiz Han, bir parça da Müzedechanga etkisi; zihninizde, fark edilir yeni açılımların meydana çıkmasına yol açacaktır (denenmiş, onaylanmıştır :) yoksa blog sahibi yeni ilham noktacıkları mı yakalamıştır, galiba öyledir).
0 yorum:
Yorum Gönder
Merhaba! Flynxs | Lynist weblog yorum bırakma alanındasınız.
Ziyaretiniz, ve yorumlarınızda Türkçe Yazım Kuralları'na göstereceğiniz özen için teşekkür ederim!
İçerik hakkında ne düşünüyorsunuz? Konuyla ilgili düşüncelerinizi, hissettiklerinizi, alttaki metin kutusuna yorumunuzu -isim, e-posta, varsa web site gibi detayları da belirterek- bırakarak paylaşabilirsiniz (yorumlarınızda bold, italik görünüm ve link vermek için < b>, < i>, < a> gibi bazı HTML etiketlerini de kullanabilirsiniz).
Saygı sınırlarını aşan ifadeler ve spam içerikli olası yorumlara yer vermemek için, bu blog'da yorumlar, onaylandıktan sonra yayımlanır. Yorumunuzu gönderdikten sonra burada eş zamanlı olarak görüntüleyemezseniz, endişelenmeyin, bu sebepledir.
Flynxs altındaki tüm yorumlardan anında haberdar olmak için yorumlara RSS ile abone olmayı unutmayın. (Bknz: RSS nedir?, Feedlerimi Nasıl Yönetirim?)
Olası soru, öneri ve görüşlerinizi bana, isterseniz 'gmail' adresim 'flynxs.blogspot' üzerinden de iletebilirsiniz...