Craig Ward / Bak 11



Craig Ward illüstrasyonları ve tipografik tasarımdaki becerisinden ne kadar hoşlandığımı anlatmayacağım. wordsarepictures.co.uk altındaki portfolyosunu gördüğünüzde, o kanıya zaten kendiniz de rahatlıkla varacaksınızdır, diye düşünüyorum.

Ocak 2008, 'New York Magazine's Top 50 Restaurants Feature' için hazırlanmış -altta gördüğünüz- yeni Craig Ward illüstrasyonunu özellikle paylaşıp, bu fırsatla Craig Ward / Bak 11 ropörtajına dikkat çekmek istiyorum.



Hafta sonu dergilere bakarken, Bak Dergisi'ndeki Craig Ward ropörtajına denk gelince, -işlerine olan ilgimden- tanıdık bir dostla karşılaşma hissini duyumsadım, b
üyük bir keyifle okudum yazıyı.

Genelinden ve satır aralarından çok önemli detaylar yakalanabilecek bir aktarım olmuş.
Siz de müsait bir zamanınızda okumadan geçmeyin isterim. Tabii mutlaka grafik tasarımla ilgili olmanız da gerekmiyor. Farklı bir açıdan da ropörtajı değerlendirebilir, yaşamla ilgili kendinizden bir şeyler de yakalayabilirsiniz. Tıpkı, hoşlandığım pek çok detayı olmakla beraber bu anlamda bakınca yazıdan alttaki satırların özellikle ilgimi çekmesi, gibi.
...Londra’nın sahip olduğu mirasın ve tarihin içinde kaybolursunuz. Çoğu sabah işe giderken aynı yolu kullanıyorum, ama hala binaların üzerinde yeni farkettiğim ayrıntılarla karşılaşabiliyorum. Sadece orada olduğumu bilmek bile beni gülümsetiyor. Ulusal Galeri’yi geçiyorum, tiyatro bölgesini geride bırakıyorum, The Ivy’den devam ediyorum. O 100 metrelik alanda 15 farklı dil duyabiliyorum. Bu bende ne kadar önemsiz olduğum hissini uyandırıyor. Ama aynı zamanda gençken burada var olmanın ve bu yerin tadını çıkarmanın mutluluğunu da yaşıyorum. Her bir dönüşte bana yeniden ilham veriyor. İngiltere’nin yaratım merkezi olarak da Londra’nın, yokluğuna dayanamayacağım bir yer olduğunu düşünüyorum....[bknz: Bak]
Bir yer hakkında böyle şeyler hissedebilmek, ne kadar güzel. Ne dersiniz, sizce de öyle değil mi? İstanbul için buna yakın şeyler hissettiğimi söyleyebilirim.

Zihninizi Görsel İmajlarla Besleyin yazımda da değinmiştim, aynı sokaklardan geçmeyip farklı yollardan gitmenin, zihni yeni uyaranlara açık hâle getirdiği için hafızayı kuvvetlendirmede yararlı olduğunu, biliyoruz.

Fakat bununla beraber,
her defasında, yaşadığımız mekânlarda fark edecek yeni ayrıntılar bulabilmek de bir beceri ve aynı zamanda oraları özel kılmanın da yolu.

Konunun, 'New York Magazine's Top 50 Restaurants Feature', yani 'yemek' kısmı ilginizi çektiyse, alttaki bağlantılar da hoşunuza gidecektir:
Flynxs: 2008 Yemek Başkenti, İstanbul -bu yazı sonrasında Cafe Fernando'ya uğradığınızda, onu, Altın Örümcek finalinde desteklemekten kendinizi alamayacaksınız, haklısınız, ben de öyle yaptım!-.
Wikipedia: Restaurant (magazine) Top 50 -yıllara göre ülkeler ve seçilen restoranları-.

0 yorum:

Yorum Gönder

Merhaba! Flynxs | Lynist weblog yorum bırakma alanındasınız.
Ziyaretiniz, ve yorumlarınızda Türkçe Yazım Kuralları'na göstereceğiniz özen için teşekkür ederim!

İçerik hakkında ne düşünüyorsunuz? Konuyla ilgili düşüncelerinizi, hissettiklerinizi, alttaki metin kutusuna yorumunuzu -isim, e-posta, varsa web site gibi detayları da belirterek- bırakarak paylaşabilirsiniz (yorumlarınızda bold, italik görünüm ve link vermek için < b>, < i>, < a> gibi bazı HTML etiketlerini de kullanabilirsiniz).

Saygı sınırlarını aşan ifadeler ve spam içerikli olası yorumlara yer vermemek için, bu blog'da yorumlar, onaylandıktan sonra yayımlanır. Yorumunuzu gönderdikten sonra burada eş zamanlı olarak görüntüleyemezseniz, endişelenmeyin, bu sebepledir.

Flynxs altındaki tüm yorumlardan anında haberdar olmak için yorumlara RSS ile abone olmayı unutmayın. (Bknz: RSS nedir?, Feedlerimi Nasıl Yönetirim?)

Olası soru, öneri ve görüşlerinizi bana, isterseniz 'gmail' adresim 'flynxs.blogspot' üzerinden de iletebilirsiniz...