Born & Bread organik fırın için hazırlanmış üstteki çalışma, ve alttaki Marks & Spencer etiketleri, Londra'dan, tasarım stüdyosu Multistorey portfolyosu altındaki görülesi başarılı işlerden sadece bir kısmı...
Ne olduğunu bilmediğimiz, ismi numaralardan oluşan katkı maddeleriyle çevrili gıdaların egemenliğinde bir dünyada yaşıyoruz. Genleriyle oynanmış tohumlar, zararlı kimyasal ilaçlar, seralar sayesinde her mevsim bulabilir duruma geldiğimiz sebze ve meyveler...
Konunun tasarım ayağı bir yana, organik gıdalarla, yiyeceklerin etiketleri üzerindeki içerik bilgileriyle ne kadar ilgilisiniz, hangi meyvenin hangi mevsimde olduğunu anımsayabiliyor musunuz, merak ediyorum.
Özellikle bu zamanda, tükettiğimiz ürünlerin menşei, içeriğiyle, her zamankinden daha çok ilgilenmeliyiz, diye düşünüyorum.
Lyn - Yine harika bir link! Organik fırın işleri çok hoşuma gitti. Diğer konuda da çok haklısın, insanların biraz daha bilinçli alışveriş yapmaları gerekiyor. Marketlerde paketleri okumak benim için büyük zevk. Bir yazımda da yazmıştım %0 yağ oranı vs. gibi aldatıcı ibareleri. En basitinden bir kurabiye paketinin arkasındakileri google'da araştırsalar işin ehemmiyetini anlayacaklar..
YanıtlaSilcenk,
YanıtlaSilbu ara evde, ekmek makinesi maceralarına kendimizi kaptırdık, soya/kepek unlu ve ilave şeylerle değişik uyduruk ekmekler yapıyoruz, çok eğlenceli (: organik fırın için hazırlanan ambalajları görünce hoşuma gitti ve konuya değinmek istedim.
food-info.net, gibi siteler, hangi katkı/koruyucu maddelerin aslında ne olduğunu öğrenmede oldukça faydalı.
gıda ambalajlarında 'tarım bakanlığı izni', üreticinin 'gıda güvenliği belgesi', 'çevko yeşil nokta' gibi ibareler aramak, bir parça da olsa güvenli ürünler kullanmamızı belki sağlayacaktır. ama yine de, neredeyse büyüteç gerektirecek kadar minik yazıları okumak zor olsa da, ne yediğimizi bilmek için içeriklerini mutlaka okumalıyız. maalesef marketlerde bunu yapanlara çok fazla rastlayamıyorum. umarım evde yapıyorlardır.
Kopenhag'ta yaşayan biri olarak ıspanağı gram'la satın alıyorum ben. Geçen ay kavun almıştım bir de. 3senedir, 12 ay ofisteki meyve sepetimizde üzüm var bizim, domatesi 3 değişik organik pakette satıyorlar (gramla), taze nane buldum geçenlerde, ama mevsimini hatırlamıyorum ben. ha bir de yaşadığım evin iki üç blok devamında bir "organik kuaför" var. Saka deil, resmini çekip paylaşacağım sizlerle.
YanıtlaSilEkmek yapıyoruz bizde burda, makine varmıs, arkadaşım söyledi, ben de içi top top olmasın diye yoğurup duruyorum zeytinli ekmek için:) Saka bir yana, "yeşil nokta" ibarelerine de aldanmamak lazım sanki.
Biraz "komplo teorisi" olacak ama ben özellikle burda ekolojik diye sattıklarında da hormonal birşeyler olduğunu düşünüyorum. Ekolojik ürünün fiyatı, domateste özellikle, (danimarka, soğuk, akdeniz deil! gerci daha yeni kar yagdı ilk olarak ama) nedense "normalinden" daha ucuz.. İlginç.. Keza zeytin de öyle. Anlamıyorum ben.
Ekolojik dese bile etiket, katkı'lara bakmak lazım. Ben baktım mı, hayır.. bu yazıyı okumamıştım daha önce çünkü...:)
dba,
YanıtlaSilorganik kuaför mü? (: hımm.. gözümde organik saç boyaları, geçici hint dövmeleri filan canlandı, ilginç görünüyor (: tabii fotoğrafları görelim bir ara.
burdan avrupaya gönderilen sebze meyvelerin ciddi testlerden geçtiğini hatta ebatları yeterli ölçüde olmayanların bile geri gönderildiğini, geri dönenlerden kimyasal ilaç kalıntılıları dahi sonra burada imhâ etmek yerine iç piyasaya sürüp sattıklarını duyuyoruz...
komplo teorilerine de inanabilirim (: domates bu mevsimde olmaz kaldı ki, orda ve ucuz olsun!
kiloyla alıp her şeyi sonra israf ediyoruz. bu da ayrı bir sorun. burda da gerektikçe ve gramla alma alışkanlığı yerleştirebilsek harika olacak.
Lyn - dba haklı. Maalesef ki organik ürün satan ve bu alanda en büyük söz sahibi firmalardan birinin başındaki adamın bir müşterinin toplantısı esnasında boşverin canım biz basarız organik damgasını dediğini biliyorum (müşterinin organik olmayan ürünleri için). Türkiye'de insan kandırmak çok kolay sanırım...
YanıtlaSilcenk,
YanıtlaSilevet, bu ülkede öyle tablolar görmek olası. avrupa birliği uyum sürecinde pek çok yanlışlar düzeltilmeye çalışılıyor, gıda denetiminin önemi kavramı da umarım bu fırsatla hızla yerleşir.
teras/çatı bahçelerde her şeyi kendimiz yetiştiremiyoruz maalesef (: o yüzden, o zamana kadar olabildiğince, güvendiğimiz markaları tercih etmeye çalışmak, belki bir yol olabilir...