'Blogun Hayatımızdaki Yeri' konulu, röportaj kıvamında bir mim dalgası başlatmış, MaFİAMaX* blog.
1-) Blog yazmaya ilk defa nasıl başladım?Sevgili Artemis*, cevap bekleyen bu soruları yanıtlayıp, benim de blog sahillerime doğru göndermiş, mim dalgasını.
2-) Blog yazılarımın konusu belli bir çizgide olması için çaba gösteriyor muyum? Yoksa içimden geldiği gibi mi yazıyorum?
3-) Blog yazmak için gün içinde bazı şeylerden feragat ediyor muyum?
4-) Blog yazmak benim için eğlenceli bir uğraşken şimdi artan bekleyiş yüzünden zorunlu bir hal almaya başladı mı?
5-) Blog yazmayı daha ne kadar sürdüreceğim?
Yanıt verdikten sonra, zinciri kırmamak için başka bloglara yönlendirmem gerekiyor. Önce kendi cevaplarımı yazıp, bir platform olarak blogların önemine değineceğim. Sonra da 'blogunuzun, hayatınızdaki yeri nedir?', diyerek pasladığım blogları yazacağım...
1.Blog yazmaya ilk defa, 2004'te; forumların devamı olarak yazılarımı bir arada tutmuş olmak ve istifade ettiğim şeyleri not düşmek için başladım.
2005'te, ilk Türkçe reklamblog'unda, şimdikine benzer bir formatta ve başka sitelerde yazıyordum. Sonrasında Flynxs'i düzenleyip, tasarım, reklam ağırlıklı ama, yelpaze aralığını biraz daha geniş tutarak, etkilenimlerimi not düşmeye başladım, devam ediyorum.
2. Blog yazılarımın konusu belli bir çizgide, fakat bu içimden geldiği gibi yazmama da engel olmuyor. Sonuçta mevzuyu blogumun genel temasına bir şekilde bağlıyorum, ki genel tema da zaten, etkilenimlerimden oluşuyor.
Yaratıcı sürecimi destekleyen, avladığım ilham noktacıkları ve biriktirdiğim bilgi parçacıklarını; ben istifade ettim, başkalarının da işine yarayabilir diye ve ileride, geriye dönüp baktığımda; şu zamanda şunu kullanarak şunu yapmıştım, diye anımsamak için not düşüyorum.
3. Blog yazmak için gün içinde bazı şeylerden feragat etmem gerekmiyor. Öyle olmasaydı devam edemezdim.
Yazılarımı çoğunlukla, bir seferde oturup yazmıyorum; fırsat bulduğum aralarda parça parça yazıp, tamamlanınca kontrol edip yayımlıyorum. Bu, blog içeriğindeki sürekliliği sağlamamı kolaylaştırıyor.
4. Bloguma ve ziyaretçilerine, imkânım dahilinde özen gösteriyorum. Blog'un devamlılığı için bir stres duyumsamıyorum.
Evet, blogumla ilgilenildiğini, takip edildiğini görmek hoşuma gidiyor, ama sırf bu ilginin varlığını korumak ya da sayısını/derecesini artırmak gibi bir endişem de yok. Hani öyle olmasa, bir sonraki yazıda ne yazacağım, yazıların arasını fazla açmayayım gibi kaygılar, zamanla ömür törpüsü hâline dönüşebilirdi.
Bu rahatlığım; bloguma yaklaşımımla ilgili. İşim gücüm blog değil, keyfi bir uğraş. İstifade edildiğini görmek de en sevindirici getirisi, şimdilik.
5. Blog yazmayı, zaman ayırabildiğim ve canım yerine başka bir şey koymayı isteyene kadar sürdüreceğimi düşünüyorum. Her an her şey olabilir!
Bloglar, kişilerin kendi alanlarında rahatça düşüncelerini yansıtabilmeleri ve bu doğrultuda bağlantılar kurabilmelerine fırsat veriyor olmasıyla, iletişim, etkileşime açık; farklı kullanımlara müsait, işlevsel platformlar.
Forumlar, mail grupları sonrası, blogların da varlığıyla internette, rahat bilgi akışı için zeminler yaratılabildiğinden; daha çok kaliteli içerik üreten blog olması, bilgiye erişimi daha da kolaylaştıracaktır, diye düşünüyorum.
Yazmak için deneyimlemiş olmamız ya da düşünce sürecinden geçen bilgileri sıraya dizmemiz gerekiyor. Sırf özenli bir üslûpla bunu yapmak için göstereceğimiz gayret bile; düşünce süreçlerimize hakim olmamızı, aktardığımız her ne ise onu daha da idrak etmemizi, etraflıca görmemizi sağladığından, çok önemli.
Yazıp, çizerek bir şeyler üzerinde düşünmenin yararı, okuldayken aşılanan en etkili öğrenme metodu.
Kullandığımız lisana ne kadar hâkimsek; duygu, düşüncelerimizi de karşı tarafa o kadar rahat aktarabiliyoruz.
Yazmak, beynimizde daha çok bağlantı kurma şansını artırdığından, bilgilerin uzun süreli hafızada yer etmesini sağlıyor, pekiştiriyor.
Zihni canlı tutmanın bir yolu olarak da blogları, yazma deneyiminiz ve gelişimini sağlamak için kullanabileceğinizi, söyleyebilirim.
National Geographic'te, Kasım 2007'nin konularından biri de Hafıza idi. Görsel, işitsel hafıza süreçlerinin, beynin hangi bölümlerini nasıl aktiflediğini diyagramlar, multimedya sunumlarıyla görebileceğiniz online Bellek Haritası sayfasına, müsait bir zamanınızda bakmanızı öneririm. Zihnin işleyişinin farkına varacağınız minik bir yolculuk, sizi bekliyor olacak.
Türkçe içerikli, kaliteli blogların varlığını önemsiyorum. Türkçe Yazım Kuralları'na dikkat eden, düzgün içerikli blogların sayısının çoğaldığını görmek istiyorum.
'Blogun, Hayatımızdaki Yeri', mim pasını crazyabouthome, devletsah, karalamadefteri, muratbuyurgan, followthefever, burcinindenemeleri, isitmekaybi, buzcevheri, geldik.biz, compir bloglarına gönderiyorum.
Fakat tabii ki, katılımınız keyfi ve sadece benim seçtiğim bloglarla sınırlı değil, mevzuyu istediğiniz gibi eğip bükerek blogunuzda da konu edip, düşüncelerini aktarabilirsiniz. Blogunuzun, hayatınızdaki yeri nedir?
[*: teşekkürler...]
mimlenmisiz yine, en kisa zamanda cevap yaziyorum insallah. saygilarimla
YanıtlaSilBen de mime katıldığınız için teşekkür ederim.
YanıtlaSilBu aralar aşırı yoğun olduğumdan buralara uğrayamamıştım. Bugün de işi asınca bir bakayım dedim ki; biz de mimlenmişiz. =) Teşekkür ederim. Bugün cevap yazarım inşallah.
YanıtlaSilBu sorulara cevap vermek çok zevkli olacak. En kısa zamanda diyorum ve teşekkür ediyorum.
YanıtlaSilSevgiler,
sevgili flynx,
YanıtlaSilverdiğin yanıtlar öyle güzel ki,birkaç kez okudum.ben senin kadar iyi anlatamam ama deneyeceğim...
sevgiler,
Merhaba;
YanıtlaSilMimlendiğimi taa bugün gördüm... Mimlediğin zamanlarda a. benim sitem kayıplara karışmıştı. b. Bizim buralarda blogspota girmek yasaklanmıştı, kimseleri okuyamıyordum. Açıldı da geriye dönük okurken gördüm. Başka biri daha mimlemişti. Oraya ekleyeceğim sizin de mimlediğinizi.
devletşah,
YanıtlaSilevet, sitenin hosting şirketiyle problem yaşadığı zamana denk gelmişti mim oyunu (: önemli değil. iki ay sonra fark edip böyle geri dönmen bile çok ince (: teşekkür ederim.