Çocuk İstismarını Durdurun! [Mim]



Bu afişler [görselleri daha büyük görüntülemek için üzerlerine tıklayabilirsiniz], başlatılan 'Çocuk istismarını önleme' hareketi kapsamında Doctus Bilgi Güvenliği Forumu bünyesinde açılan 'İnternette Çocuk İstismarı' bölümünden. Çıktılarını alarak okul iş yeri gibi ortamlarda görülebilecek yerlere asabilir, konuyla ilgili farkındalık sağlanmasına yardımcı olabilirsiniz.

Doctus'taki 'İnternette Çocuk İstismarı' bölümünden konuyla ilgili tüm detaylara erişebileceğiniz, akademisyenler ve kurumların desteğiyle gelişen bu güzel projeye destek olmanın bir yolu da, şimdi benim yaptığım gibi, konunun daha geniş bir platformda yankı bulmasını sağlayabilmek için 'Dünyayı Güzellik Kurtaracak' mim pasına dahil olmak.

Çocuk istismarına en müsait alanlardan biri olan internette başlayan bu projeye blogkürenin mimleriyle destek olması bekleniyor!
Bunun için sadece 3 şey yapmamız yeterli; 'Çocuk istismarını durdurun' sloganına ve -forumdan edinilebilecek- ilgili banner'a blogumuzda yer verip, çocukluğumuzdan hatırladığınız bir şarkı ve şu anda dinlediğimizde hissettirdiklerinden bahsetmek...
Banner yerine 'Çocuk İstismarı Nedir?', 'Vucudun Senindir, Onu Koru' afişlerine yer vermeyi tercih ettim.

Çocukluğumdan hatırladığım şarkı ise,
Vivaldi - The Four Seasons; ben veya bir başkası bana masal/kitap okurken dinlemeye, İlkbahar ve özellikle Sonbahar'a bayılıyordum.

Salt kendi başına müzik, zihinde masalsı bir dünya yaratmaya yeterken bunu masallarla birleştirmem, hayal gücüme enfes ziyafetler vermekten hoşlandığımın bir göstergesi, olabilir. Şimdi dinlerken de, benzer tadı ve çoşkuyu duyumsayabiliyorum, belki bu, o müziklerin zamanüstü olarak niteleyebileceğimiz bir kategoride olmasındandır. Ya da bazı şeyler/beğeniler hiç değişmiyor, diye de düşünebiliriz...

Nedense, şimdiki imkânlara ve çocuklara kıyasla, 'Susam Sokağı' izleyip, 'sevdiğim sayı 6' şarkılarıyla büyüyen çocukların daha masum ve hayal güçlerini kullanma imkânlarının daha fazla olduğunu düşünüyorum. Onlardan biriyim. Peki ya siz? Ne dersiniz? Sizce de, seçenekler çoğaldıkça tatminsizlik ve o tercihlerin getirdiği riskler de artmıyor mu?


İnternet'te çocuk istismarına engel olmak için,
'Child Exploitation Tracking System - CETS'in Türkiye'de devreye gireceği haberlerini okumuştuk. Yakın zamanda çıkan 5651 sayılı İnternet Kanun'u da bu anlamda ciddi yaptırımlar içeriyor. Fakat yine de bunlar, toplumca kişisel duyarlılık sahibi olmadan aşılabilecek konular değil. O yüzden her birimize sorumluluklar düşüyor...

Doctus'tan gelen 'Dünyayı Güzellik Kurtaracak' mim pası, sevgili Osman S Börütecene'den tarafıma iletildi. Ben de, blogumdaki bağlantılarımdan seçtiğim Sunipeyk, Devletşah, Yakuter, Ben Konuşuyorum, İzmirde Sanat, İşitme Kaybı, Ben Hayattayken bloglarına ve size, konuya temas edeceğinizi umarak iletiyorum. Çocuk istismarını durdurun!



Susam Sokağı şarkılarından birini post sonuna almak istedim ama YouTube erişilemezliğini koruduğu için çok fazla seçme şansım olmadı. Hâyli eskilerden ama bir o kadar da komik 'Sesame Street-Manamana'...

Konuyla ilgili bağlantılar: Wikipedia Çocuk İstismarı. Bu projeye de dahil olan Ankara Çocuk Koruma Birimi Başkanı Prof. Dr. Betül Ulukol'un zamanında yaptığı bir açıklama 'Tacize Uğrama Yaşı 1'e Düştü'.

4 yorum:

  1. YouTube'a henüz sansür uygulanmadığı zamanlarda, ben de yayımlamıştım o güzide videoyu: Hayatın Anlamı: Manah Manah.

    Ve fakat, Sesame Street yorumu da pek güzelmiş, ufaklıklara armağan bâbında.

    Yazı da çok güzel olmuş, eline sağlık.

    YanıtlaSil
  2. Artemis, teşekkür ederim (: çocuklarla ilgili bir konuda çocukların ilgisini çekebilecek bir video olsun istedim...

    YanıtlaSil
  3. bu mim bana şöyle bir gerçeği hatırlattı benim hiç çocuk şarkım olmamış:)
    çocukken Dalyan iztuzu sahilinde kamp yapardık. Sabahlara kadar radyo dinlerdim... Ve sadece bikaç Yunan kanalını çekerdi radyo:) Hala da dinlerim:)
    Miminiz için teşekkürler bu arada...
    Saygılar...

    YanıtlaSil
  4. Emrah, bence öylesi, çocukluktan bir şarkı hatırlamaktan daha hoş. radyo dinlemenin keyfi bir başkaydı çünkü. radyo tiyatrolarını nasıl merakla beklediğimizi anımsadım ben de sayende (: nicelik değil nitelik yetiyormuş bize o zamanlar. şimdiki ipod'larda o sıcaklığın yanına bile yaklaşamıyoruz maalesef.

    YanıtlaSil

Merhaba! Flynxs | Lynist weblog yorum bırakma alanındasınız.
Ziyaretiniz, ve yorumlarınızda Türkçe Yazım Kuralları'na göstereceğiniz özen için teşekkür ederim!

İçerik hakkında ne düşünüyorsunuz? Konuyla ilgili düşüncelerinizi, hissettiklerinizi, alttaki metin kutusuna yorumunuzu -isim, e-posta, varsa web site gibi detayları da belirterek- bırakarak paylaşabilirsiniz (yorumlarınızda bold, italik görünüm ve link vermek için < b>, < i>, < a> gibi bazı HTML etiketlerini de kullanabilirsiniz).

Saygı sınırlarını aşan ifadeler ve spam içerikli olası yorumlara yer vermemek için, bu blog'da yorumlar, onaylandıktan sonra yayımlanır. Yorumunuzu gönderdikten sonra burada eş zamanlı olarak görüntüleyemezseniz, endişelenmeyin, bu sebepledir.

Flynxs altındaki tüm yorumlardan anında haberdar olmak için yorumlara RSS ile abone olmayı unutmayın. (Bknz: RSS nedir?, Feedlerimi Nasıl Yönetirim?)

Olası soru, öneri ve görüşlerinizi bana, isterseniz 'gmail' adresim 'flynxs.blogspot' üzerinden de iletebilirsiniz...