Fako Hikâyemiz

Öncelikle, Aktaracak Bir 'Fako' Hikâyeniz Var Mı? yazıma; deneyimlerini, iyi dilek ve dualarını aktararak ilgi gösteren herkese, bir kez daha buradan teşekkür etmek istiyorum.

Görmüş olduk ki; sağlık söz konusu olduğunda, her ne kadar konuyla ilgili bilginiz, iyi bir hekiminiz, etrafınızda destekleyen dostlarınız olsa da; eşyanın tabiatı gereği, endişe etmemek pek mümkün olmuyor.

Mantığınız size istediği kadar doğru olanı söylesin, yüreğiniz rahatça bunu onaylayamıyorsa; net bir adım atamıyorsunuz.

Aynı deneyimi yaşamış ve şu an rahat bir şekilde yaşamını sürdüren başkalarının varlığı ve desteği; tüm o teknik teferruattan daha önemli olabiliyormuş.

Aktardığınız iyi dilekler ve minik hikâyeler, o iç rahatlığını sağladı.
Sağolun. Operasyonla ilgili ilk adımı attık.

Şimdi buradan Katarakt ve Fako'yla ilgili
birkaç not aktarmak istiyorum; ileride bu sorunla karşılaşabilecekler için yardımcı olacaktır, diye umuyorum.

Günümüz teknolojisi, artık çok kısa sürede,
Katarakt tedavisinde sonuç alınmasına imkân tanıyor. Eskiden olduğu gibi, uzun süren dikişli operasyonlar yerine artık, 15 dakika gibi bir sürede, Fakoemülsifikasyon tekniğiyle, göz içine mercek (lens) yerleştirilerek görüş sağlanabiliyor.

Göz rahatsızlıklarıyla ilgili en çok operasyon yapılan dal; Katarakt tedavisi için Fako'ymuş.

Bir yılda doktorun ne kadar hastaya operasyon yaptığını öğrenince, sayının ciddiyetini daha iyi kavradık. Gerçekten de bir olay, insanın kendisinin başına gelmeden; ne olayın ciddiyetini, ne de toplum içersindeki oranını tam olarak algılayamıyor, kavrayamıyormuş.

Bu biraz da şöyle söylenebilir; bir eğlence yerine gittiğinizde gördüğünüz yüzlerce insan nasıl ki, sanki o şehirde herkes eğleniyor algısı yaratabiliyorsa; bir hastaneye gittiğinizde de, yaşadığınız o sorunla ilgili meğer ne çok dert sahibi varmış, sanki herkes hasta, algısını yaşayabiliyorsunuz.

Fako konusunda dikkat edilmesi gereken 3 ömemli nokta var; doğru doktorun seçilmesi, doğru hastane ortamının seçilmesi ve doğru lensin seçilmesi.
Tabii bunlara, öncesinde konu hakkında detaylı bir bilgi edinmiş olmayı da ekleyebiliriz.

Maalesef, öyle gözlemledim ki, ne kadar duyarlı doktorlarımız olsa da, sağlık konusu da neredeyse ticarete dökülmüş durumda.

Bir cep telefonu satın almaya gittiğinizde gördüğünüz muameleyle, sağlık sorununuz için başvurduğunuzda gördüğünüz yaklaşım neredeyse aynı. İnsansınız, duygularınız var. Ama birinde canınızın, diğerindeyse maddi; yerine yenisini koyabileceğiniz bir şey olmasının bir önemi kalmamış.

Biz araştırıp, sayfalarca konuyla ilgili yayın döküman okuyarak, fakat hâlâ aklımızda soru işaretleriyle hastaneye gitmiş olmamıza reğmen; orda olduğum süre zarfında gördüm ki diğer insanlar; neredeyse gidip gazete almanın rahatlığıyla gelip, ücretlerini ödeyip, ameliyatlarını olup gidiyorlar!?

Nedir; nasıl olacak; sonrasında ne olur; komplikasyon oluşursa, riskler ne sonuçlar yaratır, gibi bir kaygı kimsede
yok?! Bu tavırda olmalarının sebebi; bilgisizliğin verdiği cesaret mi, rahatlık mı bilemiyorum.

Bildiğim şu ki; düştüğünde canının yanacağını bilmeyen, bunu düşünemeyen bir çocuk, nasıl ki korkmadan bisikletin üzerinde ellerini bırakarak gidebiliyorsa; buna rağmen önceden düşmüş veya düşeni görmüş ya da düşebileceği öğretilmiş bir çocuk, daha temkinli bisiklet kullanıyorsa; bu konuda da durum buna benziyor.

Doktorunuzun, konunun uzmanı olması gerekiyor, bu ne demek?
Göz konusunda birçok uzmanlık dalları var; Glokom, Şaşılık, Retina, Katarakt, Lens... gibi.

Okuldan mezun olan doktorlar, elbette ki Göz Doktoru, Göz Hastalıkları Uzmanı olup, tüm bunlardan anlayabiliyorlar. Ama,kendilerine bir alan seçip sadece onda uzmanlaşmış bir doktor; sadece o konunun tüm detayına hakim olduğu için özellikle tercih edilmeli. Tercihiniz; Fako uzmanı, olsun.

Konumuz Katarakt olduğuna göre; Katarakt ve özellikle Fako uzmanı arayıp tercih etmeniz; yukarıda saydığım 3 önemli noktanın ilki.

İkinci nokta olan, hastane seçimi ise; hastanelerin duruma gösterdikleri ciddiyet, hastalara yaklaşımları ve en önemlisi; temizlik ve kullanılan aletlerin kalitesi, FDA, bakanlık onaylı olması gibi etmenlerden ötürü çok önemli.

Hastane seçiminde ücretlendirme konusu da devreye giriyor. Her hastanenin ücret politikası farklı olabiliyor. Fako ile ilgili,
fikir vermek için; konulacak lens kalitesiyle doğru orantılı değişen; üç bin iki yüz ile beş bin arası ve üstü bir ücret aralığı olduğunu söyleyebilirim.

Üçüncü nokta olan Lens seçiminde, biz de biraz tereddütler yaşadık. Çünkü seçenek çok fazla. Her doktor veya hastane farklı bir marka kullanıyor ya da öneriyor.

Sabit odaklı(monofokal) lensler;
Katarakt ameliyatlarının çoğunda halen bu lensler kullanılıyor. Derecesine göre sadece bir mesafe için gözlük ihtiyacını ortadan kaldırıyorlar. Örneğin uzak sıfırlandı ise yakın için 2,5 numara gözlük gerekiyor.

Çok odaklı (multifokal/bifokal) lensler;
Uzak ve yakın görmeyi aynı anda sağlamak için geliştirilmişler. Optik özelliklerinden dolayı değişik ışık kaynaklarını aynı anda değişik odak noktalarında toplayabiliyorlar. Bu sayede kişi uzak ve yakın nesneleri gözlüksüz olarak aynı anda net görebiliyor.

Yukarıda gözlemlediğimden bahsettiğim rahat hasta tipleri, operasyon kadar lens seçimini de bilinçli yapmadıkları için, onlara çoğunlukta kullanılan düz merceklerden takılıyor; bu mercekler uzak görüşe imkân verebilmenin yanında, yakın için yine gözlük gerektiriyorlar fakat, ücretleri de buna göre daha düşük oluyor.

Biz, Multifokal yani hem uzağı hem de yakını gözlüksüz görebilmeyi sağlayan lenslerden birini tercih ettik.

Lensin kalitesi ileride göz arkasında, retinada bir sorun yaşamamanız için de çok önemli. Tabii Bunda doktorunuzun becerisi de çok önemli; bu yüzden mutlaka konunun uzmanı bir doktor seçmenizi, önemle yineliyorum.

Operasyon sonrasında herhangi bir komplikasyon meydana gelmese dahi, ileriki yıllarda, yapılan bu müdaheleden dolayı göz arkasında sorunlar çıkabiliyor ve bu tümden görme kaybına kadar durumu götürebiliyor.

Bu noktada operasyon öncesi göz arkasının kontrolünün detaylı yapılması, bu dosyanın bir kopyasına sahip olmanız ve doktorunuzla tüm seçenekleri konuşmuş ve bilgilenmiş olarak operasyona girmeniz çok önemli.

İleride bir sorun oluştuğunda; doktorun sorumluluk kabul etmeyip; operasyondan bağımsız, gözünüzün arkasındaki bölgede zaten önceden var olan herhangi bir sorundan dolayı problem çıkmış olabileceğini söylemesine açık kapı bırakmış olmamak için, tüm bunlara dikkat etmeniz gerekiyor.

Örneğin risklerden biri; Retina dekolmanı. Katarakt operasyonu sonrası, ilerki yıllarda retinada çıkan bu sorun; durumu tümden görme kaybına kadar götürebiliyor.

Ya da ilerde ışıklar, minik cisimler görmeye başlayabiliyorsunuz. Veya CBS gibi bir rahatsızlıkla dünyanız renklenebiliyor(!)

Katarakt tedavisiyle ilgili araştırmalar yaptığımız dönemde, denk gelip, hahif.org'daki
CBS ile ilgili Charles Bonnet Sendromu ve Halüsinasyonlar yazısını da okuyunca, tedirginliğimizin had safhaya ulaştığını söylesem, az olmaz sanırım. O yazıyı rahat bir zamanınızda okursanız, ne demek istediğimi daha iyi anlayacaksınızdır.

Seçtiğiniz hastane ve doktor ne kadar iyi olsa da, sonuçta kendi prestijlerini hesap edeceklerinden; siz de tüm detaylarıyla konuya hakim olup, kendi haklarınızı takip etmelisiniz.

Teknoloji ilerlemiş ve teknikler gelişmiş olsa da; %100 başarılı gibi bir sonuç vaadedilmediği de
unutmaması gereken diğer bir nokta.

Sağlıkla kalın...

0 yorum:

Yorum Gönder

Merhaba! Flynxs | Lynist weblog yorum bırakma alanındasınız.
Ziyaretiniz, ve yorumlarınızda Türkçe Yazım Kuralları'na göstereceğiniz özen için teşekkür ederim!

İçerik hakkında ne düşünüyorsunuz? Konuyla ilgili düşüncelerinizi, hissettiklerinizi, alttaki metin kutusuna yorumunuzu -isim, e-posta, varsa web site gibi detayları da belirterek- bırakarak paylaşabilirsiniz (yorumlarınızda bold, italik görünüm ve link vermek için < b>, < i>, < a> gibi bazı HTML etiketlerini de kullanabilirsiniz).

Saygı sınırlarını aşan ifadeler ve spam içerikli olası yorumlara yer vermemek için, bu blog'da yorumlar, onaylandıktan sonra yayımlanır. Yorumunuzu gönderdikten sonra burada eş zamanlı olarak görüntüleyemezseniz, endişelenmeyin, bu sebepledir.

Flynxs altındaki tüm yorumlardan anında haberdar olmak için yorumlara RSS ile abone olmayı unutmayın. (Bknz: RSS nedir?, Feedlerimi Nasıl Yönetirim?)

Olası soru, öneri ve görüşlerinizi bana, isterseniz 'gmail' adresim 'flynxs.blogspot' üzerinden de iletebilirsiniz...