İstanbul Boğazı’ndan Vodafone Geçti!

Tarih 1 Nisan 2007 Pazar, saatler 23:00’a yaklaşıyor; İstanbul korkunç gürültüler altında renkten renge giriyor.

Bu nasıl bir felakettir, sonu ne zaman gelecek bilinmiyor. İnsanlar yerlerinden sıçramış, bu bilinmezlik içinde akıllarda bin bir endişe ve korkuyla, durumu anlamaya çalışıyorlar.

Acaba 1 Nisan şakası diye, terörist bir faliyete mi kurban gitti şehir?!

Yoksa bu patlamalara, petrol ya da yanıcı madde yüklü bir geminin infilak etmesi mi sebep oldu?!

Yoksa Boğaz Köprüsü'nün ayaklarına yüklü patlayıcılar yerleştirildi de onlar mı patlıyor?!

Yoksa, boğazın altından tüp geçit çalışmaları yapılıyordu, orda bir sorun çıktı da bu patlamaların sebebi o mu?!

Yoksa düşmanlar kente saldırdı ve bombalamaya mı başladı?!

Yoksa üzerimize havai fişek süsü verilmiş kimyasal silah mı yağıyor?

Fatih, İstanbulu fethederken topların surları parçalama sesi de bunun gibi bir şey miydi acaba?

Akıllarda bin bir türlü soru...

Kenti savaş yerine çevirip, panik içinde bırakan bu durumun sebebi nedir acaba?!

Derken, gökyüzünü tarayan onlarca spot ve lazer ışığı altında kent, geceden gündüze dönerken, yüreğinizi ağzınıza getiren korkunç patlama seslerini, rengarenk bir havai fişek gösterisi takip etmeye başlıyor.

Durum anlaşılıyor, İstanbul Boğazı'nda çılgınca bir havai fişek gösterisi yapılmakta.

Meğer, bu kâbustan beter dakikaların sebebi; Vodafone'muş!?
Vodafone'un, Telsim'i satın alışından sonra, Türkiye'de artık sadece Vodafone ismini kullanmaya başladığı ilk gün olan 1 nisan 2007 gününü; Türkiye'nin şu ana dek gördüğü en büyük havai fişek gösterisiyle insanlara duyurmasıymış.

4'ü anadolu yakası, 4'ü avrupa yakasında olmak üzere toplam 8 havai fişek yüklü gemiyle, yaklaşık bir gösteri yapılmış. Önce Anadolu yakasındaki 4 gemi, Boğaziçi Köprüsü'nün ayağının dibinde senkronize bir şekilde havai fişeklerini fırlatmış. Bu esnada köprü trafiğe kapatılmış. Ardından da Avrupa yakasında Esma Sultan Yalısı önündeki diğer 4 gemi fişeklerini boşaltmış. Esma Sultan Yalısı "Vodafone kırmızısı"yla ışıklandırılmış. Köprü üstündeki spot ışıkları da şovu pekiştirmiş?!
Yorucu bir hafta sonrası, 5 saatlik hafta sonu tatilimin bitmesine 1 saat gibi bir zaman kala; köprü trafiğinde, bir bilinmezliğin içinde kalmış şekilde, bu dakikaları yaşamak durumunda bırakıldım. Çok kızgınım! Rahatsızım!

Bu nasıl bir eğlence anlayışı?!

Kimse kusura bakmasın, havai fişek gösterilerini gereksiz ve rahatsız edici buluyorum. Ne kadar ihtişamlı(!) bir gösteri hazırlanmış olsa da, buna seyirci kalacak durumda değilim. Vodafone istediği kadar en büyük havai fişek gösterisini yapmakla övünsün; ben bunu gürültü kirliliği, çevre felaketi, görgüsüzlük ve saygısızlık olarak nitelendiriyorum. Tam bir rezalet!

İstanbul'da izin alınmak suretiyle, saat 23:00'a kadar havai fişek gösterilerine izin veriliyor, maalesef. Vodafone da bu izin çerçevesinde hakkını kullanarak, tam bu zaman sınırına da uyarak, o muhteşem(!) gösterisini yaptı.

Önceden durum daha korkunçtu; eğlence yerlerinde sabaha kadar devam eden yüksek sesle müzik yayını yanında, kişilerin inisiyatiflerine bağlı olarak, keyfi havai fişek gösterileri düzenlenebiliyordu.

Benim gibi İstanbul Boğazı kenarında oturanlardansanız ve eğer o müzik yayınlarının evinize ulaşan sesleri arasında uyumayı başarmışsanız; sabahın 4'ünde (bir densizin, olası o geceki partnerine jest olsun diye yaptırdığı) havai fişek gösterisi sesiyle uykunuzdan bir gürültüyle sıçrayarak uyanmanız, özellikle yaz geceleri için normal kabul edilecek bir hâl olmaya başlamıştı.

Boğaz kenarında oturanların şikâyetleriyle, en azından eğlence yerlerinde ses denetimi kısmen de olsa sağlanmış ve havai fişek gösterilerine, yasal düzenlemeyle zaman sınırlaması getirilmişti.

Fakat bu sınırlama, İstanbul gibi bir kent için ne kadar yeterli?! Burdan yetkililere sesleniyorum, böyle bir eğlence aracı böyle bir kent için söz konusu bile olmamalı.

Vodafone'un bu geceki gösterisiyle umarım daha iyi anlaşılmıştır ki, havai fişek gösterileri sadece milli bayramlar için olmak koşuluyla yılda bir-ikiye indirilmeli, hatta mümkünse yasaklanmalıdır.

Kaldı ki, İngiltere'de ve başka birçok ülkede; insan ve hayvan sağlığına zarar verdiği için gerekli yasal düsenleme yapılarak, havai fişek kullanımına ciddi yaptırımlar getirilmiştir.

Belirli bir desibelin üzerinde gürültü çıkaran havai fişeklerin satımında lisans dahi verilmezken, acaba ülkemizdeki gibi "gece 23:00'dan sonra havai fişek gösterisi yapılamaz. Yapılırsa, Kabahatler Kanunu uyarınca 100YTL idari para cezası uygulanacaktır" gibi basit bir yaklaşım, dünyanın başka hangi ülkesinde vardır?!

Yakın zamanda, Nevşehir Valiliği’nden yazılı bir açıklama yapılarak; havai fişek atılmasının, SİT alanı içinde bulunan doğal taşınmaz kültür varlıklarına zarar verebileceği, bu nedenle Nevşehir Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu’nun kararıyla yasaklandığı açıklanmış. Açıklamada, karara uymayanlar hakkında cezai ve hukuki işlemlerin yapılacağı kaydedilmişti.

İstanbul; Nevşehir-Kapadokya'daki peri bacalarından daha mı değersiz?

Vodafone'un havai fişek gösterisinin yarattığı panik, infial; arkasında bıraktığı had safhadaki çevre ve gürültü kirliliği, umarım hiç olmazsa İstanbul gibi bir kente neyin yakışmadığının görülmesine sebep olabilmiştir.

Vodafone'un havai fişek gösterisi çılgınlığının yarattığı gürültü bir yana, havai fişek gösterisi sırası ve sonrasında oluşan ve önce İstanbul Boğazı'nın üzerinde asılı kalan, sonra (sanki kentte hava kirliliği çok azmış gibi) tüm kentin üzerine yayılıp kaplayan, ciğerlerimize yağan, o berbat kesif, zifiri toz bulutunu gördüyseniz, bu rahatsızlığımı daha iyi anlayabilirsiniz.

Patlayan havai fişeklerden, tabiatı gereği yanıp kül olan kimyasal maddeler dökülüyor. Yağmur gibi İstanbul'a yağan bu kimyasallar yüzünden, kentte tam bir çevre felaketi yaşandığını hiç abartısız söyleyebilirim.

Yaşlıların, o saatte uyuyan küçük çocukların bu durumdan nasıl madur olduğundan daha bahsetmedim bile. Hayvanların tedirginliği de olayın bir başka vahim cephesi. Yaşanan o gürültü, kuşların yön bulmalarını, uçmalarını sağlayan sistemi bozuyor. Küçük kuşlar korkudan kalp krizi geçirip ölüyorlar...

Tüm bunlar hiç düşünülmedi mi, o büyük(!) gösteri tasarlanırken ve buna izin verilirken. İstanbul bunun için uygun mudur diye hiç hesaplanmadı mı? Bu kadar mı duyarsız yöneticilerimiz var?!

Acaba Vodafone, bunu başka bir ülkede bu kadar rahat yapabilir miydi?! Yasal düzenlemedeki eksiklikler yüzünden, İstanbul tam bir savaş alanına çevrildi!

Bir şirket tanıtım bütçesini böylesine havaya savurmak yerine acaba daha stratejik bir kampanya çalışmasıyla varlığını hissettirmeyi niçin seçmez?

Vodafone, bir kenti panayır yerine çevirmekle, o ülkedeki ve ağırlıklı olarak o kentteki potansiyel kullanıcılarıyla nasıl bir iletişim kuruyor?

İstanbul'da bir nevi gövde gösterisi yaparken, o görkemli(!) havai fişek gösterisiyle bizi eğlendirdiğini mi düşünüyor?

Potansiyel müşterilerine ancak böyle bir gürültü ve göz boyamayla ulaşacağını hesaplayan bir şirketten nasıl bir servis, hizmet beklenebilir?

Algı seviyesi düşük, medeniyetten nasibini almamış, kültürsüz bir takım insan yığını, ancak böyle bir gösteriyle tavlanmaya çalışılabilir. Bu Vodafona yakışan bir yaklaşımsa, kesinlikle Vodafone'un potansiyel müşterilerine yakışmayacak bir yaklaşımdır, diye düşünüyorum.

Bu durumu sadece bir pazarlama adımı olarak mı görmeliyiz?
Böylesi bir gövde gösterisinin arkasında başka mesajlar aramaktan kendimi alamıyorum.

GSM operatörümü, bir umut daha iyi olacağını düşündüğüm Vodafone ile değişmeyi beklerken; Vodafone'un bu gövde gösterisinden hiç hoşlanmadım.

Rahatsızım. Hem kentinde yaşayan insanları rahatsız etmemek için gerekli önlemleri almamış, gerekli yasal düzenlemeye sahip olmayan bir ülke olmamızdan, hem de Vodafone'un olası müşterilerini kazanmayı düşündüğü tavrın yaratıcı, stratejik olmaması bir yana, böylesi kaba, teklifsiz, densiz, gösteriş meraklısı bir tutum içersinde olmasından...

Gürültü kirliliği, çevre kirliliği, insan haklarına saygı, Küresel Isınma... Vodafone tüm bunların acaba neresinde?

Vodafone bu kendince görkemli şovuyla, gözümde büyük bir eksi puan aldı.

Üzerimde yarattığı imajı silmesi çok zor olacak. Vodafone'un verdiği rahatsızlıktan dolayı özür dileyerek başlaması, İstanbul için yol açtığı çevre kirliliğini tolere edecek bir Vodafone ormanı yapması, belki bu olumsuz algıyı benim ve benim gibi düşünen kişilerin üzerinden silmesi için bir başlangıç olabilir...

Ne dersiniz, haksız mıyım? Bu çılgınlık yaşanırken, siz neredeydiniz? Ne düşünüyorsunuz? Yoksa, tüm bunlar olurken Vodafone'un sloganı "Anı yaşa"!? da söylendiği gibi, seyirci kalıp, an'ı mı yaşıyordunuz?!

İlgili bağlantılar:
Havai Fişek Nedir?, 1 Nisan 2007 İstanbul'da havai fişek patlaması, Bugün Boğaz ve Taksim’de Vodafone şov var, Vodafone

1 yorum:

  1. senden habersiz yazmishtm:
    http://nix.blogsome.com/2007/04/02/fisenk/

    sorry.. =)

    YanıtlaSil

Merhaba! Flynxs | Lynist weblog yorum bırakma alanındasınız.
Ziyaretiniz, ve yorumlarınızda Türkçe Yazım Kuralları'na göstereceğiniz özen için teşekkür ederim!

İçerik hakkında ne düşünüyorsunuz? Konuyla ilgili düşüncelerinizi, hissettiklerinizi, alttaki metin kutusuna yorumunuzu -isim, e-posta, varsa web site gibi detayları da belirterek- bırakarak paylaşabilirsiniz (yorumlarınızda bold, italik görünüm ve link vermek için < b>, < i>, < a> gibi bazı HTML etiketlerini de kullanabilirsiniz).

Saygı sınırlarını aşan ifadeler ve spam içerikli olası yorumlara yer vermemek için, bu blog'da yorumlar, onaylandıktan sonra yayımlanır. Yorumunuzu gönderdikten sonra burada eş zamanlı olarak görüntüleyemezseniz, endişelenmeyin, bu sebepledir.

Flynxs altındaki tüm yorumlardan anında haberdar olmak için yorumlara RSS ile abone olmayı unutmayın. (Bknz: RSS nedir?, Feedlerimi Nasıl Yönetirim?)

Olası soru, öneri ve görüşlerinizi bana, isterseniz 'gmail' adresim 'flynxs.blogspot' üzerinden de iletebilirsiniz...